Kredi kartı hesabı kat edilmekle alacak muaccel hale geldiğinden, alacağın rehinle temin edilmemesi nedeniyle, ihtiyati haciz koşulları gerçekleştiği ve yaklaşık ispat kuralı da gözetildiğinde, ihtiyati haciz talebinin kabulü gerektiği-
Gerekçeli kararda "davacı ile dava dışı alacaklı arasındaki icra takip dosyası hakkındaki açıklamada kopukluk bulunup bulunmadığı" ve ceza dosyasının yeterince incelenip incelenmediği, buradan varılacak sonuca göre asıl davanın reddine yönelik gerekçenin yeterli olup olmadığı-
Kısmen kabul kararı verildiğinden, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de kabul/ret oranında taraflar lehine takdirine karar verilmesi gerektiği- Davacı tarafça devir bedelinin 85.000,00 TL'si sözleşme tarihinde nakden ödenmiş olup, bakiye 100.000,00 TL'lik kısmı ise muhtelif tarihli olarak keşide edilen çekler vasıtasıyla ödendiğinden, mahkemece bedelin tamamına sözleşme tarihinden itibaren faiz işletilmesinin de hatalı olduğu-
Mahkemece hükmün gerekçesinde davalının itirazı haksız olduğundan ve söz konusu alacak likit yani hesaplanabilir olduğundan davalının icra inkar tazminatına da mahkum edildiği belirtildiği halde gerekçeye uygun icra inkar tazminatına ilişkin hüküm kurulmadığından, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerektiği-
2. HD. 15.05.2018 T. E: 2016/17039, K: 6275-
Davacı tarafça, dava dilekçesi ile takibe konu senet dışında, takibe konu edilmeyen ve davalı tarafın elinde bulunduğu belirtilen diğer iki senedin de bedelsiz kaldığı, bu senetlerden dolayı da borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi talep edilmesine ve mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen, mahkemece, sadece takip konusu senedin bedelsiz kaldığının ve bu senet nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilip, diğer iki senet yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin hatalı olduğu-
Davacı sigorta şirketi tarafından sigortalıya yapılan ödemenin; kat maliklerinden rücuen tahsili istemi-
Davalı-davacı kocanın eşine sürekli fiziksel şiddet uyguladığı, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı, eşini aşağıladığı, davacı-davalı kadının ise kayınvalidesine hakaret ettiği, dövmek için üzerine yürüdüğü, boşanmaya sebep olan olaylarda her iki tarafta kusurlu olmakla birlikte davalı-davacı kocanın daha ziyade kusurlu olduğu anlaşılmakta olup, boşanma davasının kabulüne karar vermek gerekeceği-
Trafik kazasından kaynaklanan hasar bedeli, değer kaybı ve kazanç kaybı istemine ilişkin davada, 6100 sayılı HMK mad. 297 uyarınca, mahkeme kararında, iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde, hüküm sonucu kısmında da, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği-
Mahkemece, tasarrufa konu taşınmazların sabit tenkis oranında bölünüp bölünemeyeceği hususunda bir araştırma yapılmadığı gibi, sabit tenkis oranı belirlendikten sonra davalı tarafa yöneltilmesi gereken tercih hakkı, davacı tarafa yöneltilmiştir. Yine tenkis oranı belirlendikten sonra bilirkişi eliyle taşınmazların karar tarihindeki değerleri de tespit edilmemiştir. Noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.