Asıl ve birleşen davalar birbirinden bağımsız davalar olup, birden fazla uyuşmazlığın tek dosya üzerinden çözüme kavuşturulması ve dosyaların birleştirilmiş olması, temelde bu davaların bağımsız birer dosya olma özelliğini ortadan kaldırmayacak, her bir dava müstakil dava olma özelliklerini koruyacağından asıl dava hakkında karar verilirken, birleşen dava hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı-
Mahkemece; tarafların iddia ve savunmaları tekrar edildikten sonra Yargıtay ....... Hukuk Dairesinin bozma ilamından bahsedilmiş ancak gerekçesiz olarak davanın kısmen kabulüne karar verildiği görüldüğünden, hükmün bu nedenle bozulması gerekeceği-
Davalı üretici tarafından düzenlenerek tüketiciye verilen garanti belgesinde, yasada öngörülen iki yıllık sürenin altında olmak üzere bir yıllık garanti süresinin yer aldığı, oysa garanti sürelerinin yasada yer alan süreden aşağıya çekilmesinin olanaklı olmadığı, bu nedenle, anılan belgenin tüketiciyi yanıltacak nitelikte olduğu ve getirdiği sınırlamaların kabulünün mümkün olmayacağı-
Kredi kartı hesabı kat edilmekle alacak muaccel hale geldiğinden, alacağın rehinle temin edilmemesi nedeniyle, ihtiyati haciz koşulları gerçekleştiği ve yaklaşık ispat kuralı da gözetildiğinde, ihtiyati haciz talebinin kabulü gerektiği-
Gerekçeli kararda "davacı ile dava dışı alacaklı arasındaki icra takip dosyası hakkındaki açıklamada kopukluk bulunup bulunmadığı" ve ceza dosyasının yeterince incelenip incelenmediği, buradan varılacak sonuca göre asıl davanın reddine yönelik gerekçenin yeterli olup olmadığı-
Kısmen kabul kararı verildiğinden, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de kabul/ret oranında taraflar lehine takdirine karar verilmesi gerektiği- Davacı tarafça devir bedelinin 85.000,00 TL'si sözleşme tarihinde nakden ödenmiş olup, bakiye 100.000,00 TL'lik kısmı ise muhtelif tarihli olarak keşide edilen çekler vasıtasıyla ödendiğinden, mahkemece bedelin tamamına sözleşme tarihinden itibaren faiz işletilmesinin de hatalı olduğu-
Mahkemece hükmün gerekçesinde davalının itirazı haksız olduğundan ve söz konusu alacak likit yani hesaplanabilir olduğundan davalının icra inkar tazminatına da mahkum edildiği belirtildiği halde gerekçeye uygun icra inkar tazminatına ilişkin hüküm kurulmadığından, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerektiği-
2. HD. 15.05.2018 T. E: 2016/17039, K: 6275-
Davacı tarafça, dava dilekçesi ile takibe konu senet dışında, takibe konu edilmeyen ve davalı tarafın elinde bulunduğu belirtilen diğer iki senedin de bedelsiz kaldığı, bu senetlerden dolayı da borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi talep edilmesine ve mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen, mahkemece, sadece takip konusu senedin bedelsiz kaldığının ve bu senet nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilip, diğer iki senet yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin hatalı olduğu-
Davacı sigorta şirketi tarafından sigortalıya yapılan ödemenin; kat maliklerinden rücuen tahsili istemi-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.