Belli bir miktar paranın bir kişiye hangi sebeple gönderildiğinin ispatının parayı gönderene ait olduğu- Paranın gönderildiği kişinin parayı aldığını beyan etmesi, gönderilme sebebinin değişik olduğunu beyan etmesi gönderenin ispat yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı-
Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisi kurulmadığının tespiti, hukuka aykırı şekilde kurulan yatırım ilişkisinin hükümüzlüğü ve davalılar tarafından tahsil edilen paranın istirdatı istemine ilişkindir...
Davalıların eyleminin haksız fiil niteliğinde olduğu, süresi içerisinde zamanaşımı definde bulunulduğu, işbu davada zamanaşımı yönünden davacı lehine usuli kazanılmış hak bulunmadığı, cezanın üst sınırına göre ceza zamanaşımı süresinin 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 102 nci maddesinin dördüncü fıkrası ve 104 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 5 yıl, uzamış zamanaşımı süresinin ise 7,5 yıl olduğu, davacının 2000 yılında davalı şirkete para yatırdığı buna karşın eldeki davanın 2013 yılında 7,5 yıllık zamanaşımı süresinden sonra açıldığı gözetilerek Mahkemece zamanaşımı sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
11. HD. 29.02.2016 T. E: 2015/12118, K: 2189-
Davalı kadının “kocasının parası ile satın alacağı taşınmazı, kocasının adına alacağını” -resmi şekilde olmayarak- taahhüt ettikten son-ra, kendi adına almış olması halinde, koca tarafından “tapu iptali ve tescil” davası açılamayacağı-
Geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığı iddiasına dayalı verilen paranın tahsili istemi-
Somut olayda, sorumluluğa dayanak yapılan olguların; gereği gibi araştırma ve soruşturma yapılmadan takipsizlik kararları verilmesi ve buna istinaden idari yargıda açtığı hizmet kusuruna dayalı davaların reddedilip kesinleşmesi ve yargılamanın çok uzun sürmesi olduğu- Tazminat isteminin, yasa yolları düzenlenmiş bulunan yargısal işlem ve kararlara ilişkin olduğu- Davacının iddiası ve gelişim biçimi itibariyle, hukuki süreç işlemiş olup, davacı tarafından da yargısal yollara başvurulduğu- Sınırlı ve sayılı hukuki sorumluluk nedenlerinden hiçbirisi mevcut olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacı bankanın uzun yıllara sari ilişki sonrasında fazla tahsilat yaptığını kabul ederek iade ettiği bir parayı, sonradan hata ettiği gerekçesiyle talep etmesinin mümkün olmadığı, davacı bankanın davalı hakkında takibe girişmedeki gerekçesi yerinde değil ise de takibinde kötü niyetli olmadığı gerekçesiyle davacının itirazın iptaline ilişkin davasının reddine, davalının şartları bulunmayan tazminat talebinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Elbirliği ( iştirak ) halinde mülkiyete, tbir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği-
Davacı, eşinin faili meçhul bir cinayete kurban gittiğini, ölmeden önce arkadaşına, ailesine verilmek üzere para emanet ettiğini, soruşturma sırasında bu paraya el konularak adli emanete alındığını, iade talebinin ceza mahkemesince reddedildiğini belirterek adli emanetteki paranın iadesini talep etmiş, davacının mirasbırakanının faili meçhul şekilde öldürülmüş olduğu, failin ve nedeninin bulunması için soruşturmanın devam ettiği, öldürme olayından önce de miras bırakanın ortak olduğu döviz bürosunun yine faili meçhul şekilde soyulduğu, ölmeden önce son görüştüğü şahsın sorgulanmasında kendisine döviz bıraktığını söylemesi üzerine bu kişinin evinde yapılan aramada bulunan 212.000. Euro'ya el konularak soruşturma ile ilgili olarak adli emanete alındığı, davacının iade talebinin, yargılama ve tahkikatın devam etmesi sebebiyle ceza mahkemesince reddedildiği, paranın kime ait olduğunun ceza yargılaması sonunda anlaşılacağından ceza soruşturması sonucunun beklenmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.