Dekontlarda, açıklama olarak “borç” ibaresi bulunduğundan, davacının borç para verdiği iddiasını ispatlamış olacağı-
Vasıflı ikrarda kanıtlama yükümlülüğünün ikrar eden tarafta değil, vakıayı ileri süren tarafta olduğu gözetildiğinde somut olayda ispat yükü davacıda olup davacının mevcut bir borcun ödenmesinin aracı olan havale yoluyla yapmış olduğu ödemelerin avans niteliğinde olup iadesi gerektiğini ispat etmesi gerekeceği-
Geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın iadesi istemi-
Her iki tarafın taciz olduğu ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 20. maddesi (6102 sayılı yeni TTK'nun 18. maddesi) gereğince her tacirin ticari faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etme zorunluluğunu yerine getirmesi gerekeceği, kontrol ve araştırma edimini tam olarak yerine getirmeyen davacının ödemiş olduğu kaporayı geri istemesinin şartname hükümlerine uygun olmayacağı-
Borç, ihtirazi kayıtla ödenmiş olduğundan, menkuller üzerindeki haciz kalkmış olsa dahi, dava ödenen bedel üzerinden devam edeceğinden, yargılamaya devam edilerek, deliller toplanıp işin esasına girilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, ortada istihkak iddiasına konu menkul haczi bulunmadığından bahisle, yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Karşılıklı Boşanma-Alacak
Emsal Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere 6098 sayılı Kanun'un 392 nci maddesinde yer alan ''Ödünç alan, ilk istemden başlayarak altı hafta geçmedikçe ödüncü geri vermekle yükümlü değildir.'' ibaresinden, alacaklının ödünç verdiği şey için dava açması ya da takip başlatması için ilk istemden başlayarak altı hafta beklemesi gerektiği, alacağın bu süre sonunda muaccel olacağı, muaccel olmayan bir alacak için dava ve takip başlatılmasının mümkün olmadığı, muaccel olmayan bir alacak için açılan davada 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının (h) bendi kapsamında hukuki yararın bulunmadığı ve kanunda yer alan bu ibarenin dava şartına ilişkin olduğu ve Mahkemece verilen red kararının usul ve yasaya uygun olduğu-
Tapu iptali ve tescil ile alacak taleplerine ilişkin davada, davacı tarafından sadece satış bedeline mahsuben ödenen paraların iadesi talep edildiğinden ödeme belgelerindeki toplam miktarın belirlenerek davacıya iadesine karar verilmesi gerekeceği-
Kira sözleşmesinin tarafı olmayan davacının, hakkında yapılan iki ayrı icra takibi sonucu haciz baskısı altında yaptığı ödemelerin iadesini istediği davanın, HMK. mad. 4/a uyarınca, sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemi-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.