Takibe dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğunun yazılı belge ile kanıtlanması gerektiği- Takip dayanağı çekin incelenmesinde, çekin borçlunun cirosu ile alacaklıya geçtiği ve arka yüzünde “iş bu çek senet bedeli teminat olarak bankamıza temlik edilmiş olup bedeli teminattır" ibaresi yazılı iken çek arkasındaki bu kaydın üstü iptal kaşesi vurularak imzalandığında bu kaydın  artık  yok hükmünde olacağı-
Savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasası’nın 36. maddesi ile 6100 sayılı HMK'nun 27. maddesinde açıkça belirtildiği üzere, mahkemece taraf, dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesinin mümkün bulunmadığı-
Taşınmaza, asıl takip dosyasından yazılan yazı ile doğrudan haciz konulduğundan, meskeniyet şikayetinin, haciz işlemini yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince inceleneceği-
İleri sürülen hususlar İİK'nun 133. madde kapsamında yer almadığından icra müdürlüğünce satışın iptali yönünde işlem tesisinin mümkün olmadığı, İİK.nun 135/1. maddesi uyarınca ihalenin kesinleşmesi üzerine icra müdürünün, taşınmazın alıcı adına tercihi için tapu sicil müdürlüğüne yazı yazacağı, buna göre icra müdürünün görevinin yalnızca tapu sicil müdürlüğüne alıcı adına tescil yazısı yazmaktan ibaret olduğu-
İİK.nun 100. maddesi gereğince, borçluya ait paranın veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması halinde anılan madde hükmü gereğince icra müdürlüğünce derece kararı yapılması gerekeceği; derece kararının yapılması için mutlaka satış sonucu bir para elde edilmiş olması gerekmediği-
Bayındırlık ve İskan Müdürlüğünün para cezası ile ilgili kararlarının İİK’na göre değil, 6183 s. K.’na göre tahsil edilebileceği–
Maaştan kesinti yapılmasının bir «icra takip işlemi» olmaktan ziyade, bir «muhafaza tedbiri» olduğu, maaş ve ücret hazcine sebep olan kararın Yargıtayca bozulması halinde haczin kaldırılmaması ancak; bir muhafaza işlemi olan «maaş ve ücretin kesilmesi»nin durdurulması gerekeceği–
İİK’nun 96/3. maddesindeki 7 günlük sürenin, istihkak davası açmak için değil istihkak iddiasını ileri sürmek için öngörülmüş olduğu, icra dosyasına yapılan istihkak başvurusu ile 7 günlük süre kesileceği, bundan sonra İİK’nun 97/1. maddesindeki yasal prosedürün işletilmemesi halinde üçüncü kişi tarafından doğrudan dava açılmasını engelleyen yasal bir düzenlemenin bulunmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.