Zorlama altında keşide edildiği ceza mahkemesi kararı ile sabit olan bonodan dolayı borçsuzluk iddiasının (beyanın geçersizliğine ilişkin definin) sonraki hamillere karşı ileri sürülebileceği- Önceden menfi tespit davası açan borçlunun, icra takibinin kesinleşmesinden sonra, haciz sırasında, "borçlu olmadığı"na ilişkin iddialarını tutanağa geçirmek suretiyle ödeme taahhüdünde bulunmasının, bu taahhüdün, çekince (ihtirazi kayıt) ileri sürülerek ve cebri icra baskısı altında yapıldığı anlamına geleceği, yani, davacı keşidecinin ödeme taahhüdünde bulunmasının, borçlu olduğunun ikrarı olarak kabul edilemeyeceği- Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, şikâyete başvurulsa da takibin kesinleşmesinin engellenemediği ve ödeme yapılmaması hâlinde alacaklının, borçluya ait para, mal ve haklar üzerine haciz konulmasını isteyebileceği-
İhtiyati haciz isteyenin soyut iddiaları dışında ihtiyati haciz kararı verilmesini gerektiren bir durum bulunmadığından ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesinin gerekeceği-
İİK'nun 12. maddesi icra dairesinin icra takibine konu yapılmış olan para alacağına mahsuben ödenen paraları kabul etmeye mecbur olduğu; borçlunun icra dairesine ödenen miktar kadar borcundan kurtulacağı, TBK.'nun 100. maddesi ise takipten sonra yapılan kısmi ödemelerin öncelikle faize ve masraflara mahsup edileceği hükümlerine göre bilirkişi incelemesi yapılabileceği-
Mahkemece verilmiş olan “dava konusu çek bedelinin kimseye ödenmemesi” konusundaki tedbir kararının, borçlu hakkında icra takibi yapılmasını engellemeyeceği-
Borçlunun, dosya borcunun ödendiğini ileri sürerek hacizlerin kaldırılması talebinin icra müdürlüğünce reddedilmesi üzerine, memurluk kararının iptali ile belediyelerdeki alacakları üzerine konulan hacizlerin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine yaptığı başvuruda, şikayet tarihine kadar ki, borç ödemelerinin esas alınması gerektiği- Yapılan ilk ödeme tarihine kadar, alacağa işleyecek faizden, TBK'nun 100. maddesi gereği, öncelikle faiz kaynaklı alacağın düşülmesi ve bu hesaplamanın her bir ödeme tarihine göre ayrı ayrı yapılması gerektiği halde, dönemsel ödemeler yapıldığı gözetilmeksizin ve alacaklının alacağına faiz işletilmeden hesaplama yapılmasının hatalı olduğu-
Köyde ulaşım sorunu olmayan benzer yakınlıktaki köylerde veya Çine’nin daha mütevazi mahallelerinde, borçlunun ailesi ile birlikte oturabileceği bir evin asgari değerinin belirlenmesi gerekirken, köy halkının genelde kendi ihtiyaçları için ev yaptıkları, satma amaçlı konut inşaatı olmadığı, ancak yeniden yapılanmak üzere eski evler bulunan arsa ve arazilerin satılabileceği gerekçesiyle, borçlunun sosyal durumuna uygun olmayan, ilçe içindeki satılık sitelerdeki dairelerin bedellerini esas alan ve bozma kararında eksikliği belirtilen hususlara açıklık getirmeyen raporun baz alınarak karar verilmesinin doğru olmadığı-
Sıra cetveline itiraz davalarının sıra cetvelinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde açılmasının gerekeceği-
İcra mahkemesinin  kararı ile şikayetçinin haczinin düşmemiş olduğuna karar verildiği görüldüğünden, şikayet konusu taşınmaz üzerinde 73.677,30 TL'lik haciz bulunduğu, taşınmazın satış bedelinin 55.000,00 TL olduğu ve paylaştırma sonucu borçluya iadesi gereken miktar kalmayacağı gerekçesiyle, birleşen dosyada şikayetin reddi gerektiği- Asıl dosyada ise, şikayet olunanın haczinin daha eski tarihli olduğu ancak şikayetçinin alacağının ilama dayandığı, İİK. mad. 100 gereği hacze iştirak ettiği, her iki alacağın da imtiyazlı alacak olmadığı, dolayısıyla paylaştırmanın garameten yapılması gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.