Borçlu Belediye'ye ait taşınır ya da taşınmaz bir malın haczedilmezliği için o malın fiilen kamu hizmetinde kullanılmasının gerektiği tartışmasız olup, bir malın fiilen kamu hizmetinde kullanıldığının kabulü için ise, o malın kamu hizmetinin yürütülebilmesi amacına uygun bulunması gerekeceği-
Borçlu şirket tarafından açılan menfi tespit ve kötü niyet tazminatı davasında, davanın kabulü ile davacı borçlunun borçlu olmadığının tespitine ve icraya konu çekin bedelsiz kaldığının tespitine karar verildiği, bu davanın takipten sonra açıldığı ve bahsi geçen kararın, icra mahkemesinde yargılama devam ederken verildiği ve verilen söz konusu kararın, icra mahkemesi kararı tarihi itibariyle dahi kesinleşmediği, icra mahkemesince karar verilmeden önce, menfi tespit davasında verilen kararın, alacaklı banka lehine bozulduğu görüldüğünden, icra mahkemesine başvuru tarihi itibariyle verilmiş ve kesinleşmiş bir menfi tespit kararı olmadığından ve icra mahkemesinde yargılama devam ederken, menfi tespit davası sonucunda verilen ve daha sonra bozulan bir kararın esas alınamayacağından, takibin iptaline karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davacının davalı banka nezdinde bulunan maaş hesabına konulan blokenin kaldırılması ve maaş hesabında biriken tutarın iadesi istemi-
BK. 18 (şimdi; TBK. mad. 19) ve İİK. 277 vd. dayanılarak, terditli olarak "muvazaa" ve "tasarrufu iptal" davalarının birlikte açılabileceği–
İcra mahkemesinin kararlarının kesinleşmeden sonuç doğuracağı (uygulanacağı)–
İcra takibine dayanak yapılan belgenin, İİK.nun 68/1. maddesinde yazılı belgelerden olmamasına karşın borçlu vekilinin itirazında borç doğuran hukuki ilişkiye karşı çıkmaması ve, yapılan ödemenin faturadan doğan alacağa istinaden olduğunu kabul etmesi halinde artık itirazın kaldırılması isteminin icra mahkemesince incelenmesi sırasında, alacaklının dayandığı belgenin İİK.nun 68/1. maddesinde belirtilen belgelerden olup olmadığının araştırılmayacağı-
Aalacaklı tarafından borçlu hakkında ihtiyati haciz kararı alındıktan sonra, icra takibine geçildiği ve şikayete konu takibin ihtiyati tedbir kararından sonra başlatıldığı anlaşıldığından, mahkemece Ticaret Mahkemesi'nin iflasın ertelenmesi davasında verdiği ihtiyati tedbir kararı doğrultusunda şikayetçi borçlu hakkındaki takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
İcra mahkemesindeki (tetkik merciindeki) uyuşmazlıklarda -kural olarak- tanık dinlenemeyeceği–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.