Takip konusu olan alacaklı kooperatifin alacağının varlığı, İİK. mad. 68/1. maddesinde belirtilen belgelerle ispat edilemediği gibi, alacaklı kooperatifin olağan genel kurul tutanağı ve tahmini bütçesi, 634 s. Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 37. maddesinde belirtilen kesinleşmiş işletme projesi veya kat malikleri kurulunun işletme giderleri ile ilgili kararlarından da olmadığından, mahkemece, itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Yetkili hamil olan alacaklının, lehtar ciranta hakkında takip yapabilmesi için, bonoyu düzenleyene ödememe protestosu göndermesinin zorunlu olduğu, bu hususun re'sen gözetilerek, İİK. nun 170/a maddesi uyarınca itiraz eden borçlu yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Şikayetçi şirketin, tasarrufun iptali davasında taraf konumunda olmadığı ve anılan davada, adı geçen 3. kişi hakkında verilmiş herhangi bir karar bulunmadığı, bu durumda, tasarrufun iptaline ilişkin alınan ilamın tarafı olmayan 3. kişi şirket yönünden sonuç doğurmayacağı ve geçerli olmayacağı, öyleyse, şikayetçiye karşı hüküm ifade etmeyen tasarrufun iptali kararına istinaden kayden maliki olduğu taşınmazlara haciz işlemi uygulanmasının da mümkün olmadığı-
Sağlık kuruluşunun ruhsat devrinin, devir talep tarihi itibariyle aktif olarak faaliyet gösterme şartına bağlandığı, devir tarihi itibariyle aktif olarak faaliyet göstermeyenlerin (faaliyet askıya alınmış bulunan hastaneler) devredilemeyeceği, ancak, özel sağlık kuruluşu ruhsatının alınma tarihi 21/03/2014 tarihinden önce ise aktif faaliyet gösterme şartı aranmaksızın devri mümkün olduğundan bu tarihten önce haciz konulmak kaydıyla icra yoluyla ekonomik değeri olması nedeniyle satışının da mümkün olacağı, aksinin kabulünün hak kaybına sebep olacağı-
Mahkemece şikâyetçinin alacağının akitten kaynaklanması nedeniyle 6183 sayılı Kanunu’n 21. maddesindeki iştirak kapsamına girmediği gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Borçlu sanık tarafından borca kısmi itiraz edilmiş olup, İİKVnun 78 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca borcun itiraz edilmeyen miktarının kesinleşmesi ve kabul ettiği miktar üzerinden fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak suretiyle alacaklı vekili tarafından takibe devam edilmesi talebinde bulunulduğu dikkate alındığında, takibe devam edilmesinde isabetsizlik bulunmadığı-
Bir başka takip nedeniyle haczedilen aynı menkuller üzerine, kendisinin takip yaptığı dosyadan da haciz koyduran ve satış isteyen alacaklıya, diğer takip dosyasında yapılan ihalenin feshini isteyebileceği-
TBK.'nun 19. maddesine (muvazaa nedenine) dayalı tasarrufun iptali davalarında borçlu hakkındaki takibin kesinleşmiş ve davacının alacağının 'gerçek bir alacak' olması gerektiği- Davanın TBK.'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı olduğu iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu- TBK.'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaa davasında, asıl amacın, borçlunun yaptığı tasarrufi işlemelerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmek ve bu suretle borçludan olan alacağın tahsilini sağlamak olduğu-
Borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonra borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürmesi halinde, 33/a maddesi hükmünün kıyasen uygulanacağı, davacı yüklenicinin İcra ve iflas Kanunu'nun 33/a-2 maddesinde gösterilen tespit davası ya da genel hükümlere göre eda davası açma konusunda seçimlik hakkı bulunduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.