HUMK'nun 8.maddesine göre, malvarlığından doğan değer veya miktarı 400.000.000 TL'yi geçmeyen davalara Sulh Hukuk, daha fazlasına ise Asliye Hukuk Mahkemesi bakmakla görevlidir. Ancak, taraflar arasında hizmet sözleşmesi bulunduğuna göre bu gibi hizmet sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklara ilişkin davaların (sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanmış olsa bile) İş Mahkemelerinde görülmesinin gerekeceği-
Taraflar arasında kira ilişkisi bulunduğu anlaşılmakla, 6100 Sayılı HMK'nun 4/1-a maddesi gereğince uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekeceği-
Alacaklının, takip borçlusu şirketten alacaklı olup olmadığının ve alacaklı ise bundan sonra taraflar arasında cerayan eden harici ödemelerin araştırılmasının eldeki istihkak davasının konusu olmadığı, borçlu tarafından alacaklıya yapılan ve taraflar arasında ihtilafsız olan ödeme nedeniyle, haczin düşmesi halinde ancak, istihkak davasının konusunun kalıp kalmadığı noktasında bir değerlendirme yapılabileceği, bu durumda, mahkemece yapılacak işin, tarafların tüm delilleri toplanarak, çekişmenin istihkak davası prosedürüne göre çözümlenerek sonucuna göre bir karar vermek olması gerekeceği-
Tamircinin, hapis hakkına dayanarak, istihkak iddiasında bulunabileceği–
Limit ipoteği akdine dayanılarak alacaklı banka kullandırdığı gayrınakdi kredi (teminat mektubu kullandırılması) nedeniyle doğmuş komisyon ve sigarta pirim alacağı bedelinin tahsili ve mer’i teminat mektubu bedelinin depo edilmesi amacıyla, aldığı ipoteğe istinaden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yaptığı takipte, borçlunun teminat mektuplarının süreli olup süresinde risk gerçekleşmediğinden doğmuş bir borcun bulunmadığı gerekçe yapılarak takibin iptali istemi karşısında, mahkemece bilirkişi vasıtası ile yapılan hesaplamada tesbit edilen nakdi borç için takibin yapılabileceğinin kabulü yerinde ise de, satışla ipotek sona ereceğinden bakiye satış bedeli üzerinde alacaklı bankanın rehin hakkı olduğu gözardı edilerek teminat mektubuyla ilgili depo kararı istemi yönünden takibin iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İhtiyati haczin kalkması-
Satış bedelinin, tapuya hacizlerini aynı gün koydurmuş olan alacaklılar arasında -tapuda; hangisinin haczinin daha önce tapuya işlendiğine dair bir kayıt bulunmaması halinde- garameten paylaştırılması gerekeceği–
Alacaklı takip dayanağı çekin ileri tarihli düzenlendiğini İİK.nun 169/a maddesi uyarınca yazılı nitelikte bir belge ile ispatlayamadığından,mahkemece itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Davalı borçlu ile davalı 3.kişi anne-oğul olup haciz tarihi itibariyle davalı 3. kişinin 18 yaşında olması, adresinde yapılan başka bir hacizde, haciz mahallinde borçlunun diğer oğlunun önceden borçlu annesi ile davalı 3.kişi kardeşinin birlikte mobilya şirketi işlettiklerini sonradan annesinin mobilya şirketini kapattığını, davalı 3. kişinin farklı ünvanla mobilya ticaretine başladığını beyan etmesi ve davalı 3.kişinin işe başlama tarihi ile takip dayanağı çekin keşide tarihi arasında 1 ay olmakla birlikte ticari hayatta çeklerin ileri tarihli düzenlenmesinin sıklıkla karşılaşılan bir durum olması, davalı 3. kişinin diğer adresinde yapılan başka bir hacizde "borçluya ait evraklara rastlanılması, her iki şirketin faaliyet alanlarının aynı olması" nedeniyle borçlunun ticari faaliyetine davalı 3. kişi üzerinden danışıklı olarak devam ettiğinin anlaşıldığı; İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla "alacaklı lehine olduğu", ispat yükü altında olan davalı 3. kişi karinenin aksini kanıtlamaya elverişli delil sunamadığından davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.