İstirdat davası bozma kararına uyularak-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
Davalı vekili icra dosyasına yapmış olduğu ödemelerin değerlendirilmediğini belirterek itiraz ettiği, mahkemece, davalının bu yöndeki itirazlarının değerlendirilmesi yönünden banka kayıtları üzerinde son raporu düzenleyen bilirkişi heyetince inceleme yaptırılarak ek rapor alınıp deliller hep birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarruflarının, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlendiği, ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarrufların, sınırlı olarak sayılmış olmadığı, Kanun'un, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bıraktığı, bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkemenin bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebileceği-Somut olayda İİK'nun 279.maddesi kapsamına girip girmediği değerlendirilip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yetersiz gerekçe ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
İhtiyati hacze konu 44 adet bonodan 36 adedinin vadesi henüz gelmediği ve vadesi gelmemiş borçtan dolayı ihtiyati haciz verilebilmesi için gerekli olan durumların (İİK. mad. 257/2) söz konusu olmadığı anlaşıldığından, mahkemece, taraflar arasında düzenlenmiş bonolardan herhangi birinin vadesinde ödenmemesi halinde diğerlerinin muacceliyet kazanacağına ilişkin şartın, taraflar arasında ayrı bir muacceliyet sözleşmesinin bulunmaması karşısında geçersiz olduğu gözetilerek vadesi gelmeyen bonolar yönünden ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun kısıtlama kararına dayanak olarak alınan Adli Tıp Kurumu raporu ve borçlunun daha önce bir süre bulunduğu hastane raporIarında takip konusu bononun tanzim tarihi itibari ile borçlunun fiil ehliyetinin bulunmadığına yönelik herhangi bir araştırma yapılmadığı anlaşıldığından, mahkemece, şikayetin mahiyetine göre duruşma açılıp, varsa tarafların delilleri ile birlikte dosyaya sunulan raporlar ile tüm tedavi ve hasta takip evraklarının, Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilerek, borçlunun takip dayanağı bononun düzenleme tarihi itibariyle fiil ehliyeti bulunup bulunmadığına yönelik ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
"Keşide yeri" unsuru bulunmayan belgenin bono olarak kabul edilemeyeceği ve bu belgeye dayanarak borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılmasının mümkün olmadığı- Düzenleme yeri belirtilmediği gibi düzenleyenin adının yanında da herhangi bir idari birim adının yazılı olmadığı belgenin "kambiyo senedi" niteliğinin bulunmadığı-
İcra dairesince yapılan “kanuna aykırı” ve “hadiseye uygun bulunmayan” işlemlere karşı şikayeti inceleme görevinin icra mahkemesine ait olduğu–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.