Hacizle ilgili şikayetlerin, kendisine talimat yazılan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesince çözümleneceği, bu kesin yetki kuralının mahkemece re'sen uygulanması gerektiği- Talimat yazısının, borçluya ait menkul ve gayrimenkul mallar ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakların haczi yönünde ve genel nitelikli olmayıp da belli bir malın haczini isteyen "nokta haczi" biçiminde yazılması durumunda, hacizle ilgili şikayetin, talimatı yazan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince inceleneceği-
İstem sahibi borçlu tarafın şikayetleri borca itiraz niteliğinde olduğundan, İİK.'nun 169/a maddesi uyarınca duruşma açılıp, taraflara diyecekleri varsa delilleri sorularak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu şikayetinde, tebliğ yapılan kişinin kardeşi olmadığını beyan ettiğine göre bu iddianın ve muhatabın adreste bulunmama nedeninin araştırılmadan yapılan tebliğ işleminin usulsüz olacağı-
Dava konusu taşınmazların, "üçüncü kişiye değil", gerçekte "kendisine ait olduğunu" iddia eden asli müdahil tarafından açılan inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasının yargılama usulü ve inceleme mercii tasarrufun iptali davasından farklı olduğundan, davaların tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesi, daha sonra tasarrufun iptali davasında bekletici mesele yapılarak, asli müdahilin davasının sonucuna göre tasarrufun iptali davası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Cebri icra yoluyla yapılan takibin durması için konkordatonun tasdikinin kesinleşmesine gerek bulunmadığı, aksinin kabulünün konkordato kurumunu işlemez hale getireceği ancak İİK'nun 304. maddesinde öngörülen hacizlerin düşmesi için doğuracağı kesin sonuç bakımından, konkordatonun tasdikine ilişkin kararının kesinleşmesi gerekeceği-
Mahkemece, şikâyet olunanın alacaklı olduğu takip dosyasında Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre borçluya yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olduğundan sıra cetvelinin doğru olarak düzenlendiği gerekçesiyle, şikâyetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
İİK. 85 uyarınca alacaklının haciz talebini yerine getirmekle yükümlü olan icra memurunun -«haciz yapılacak yerin borçluya ait olmaması», «haciz konulmak istenen maaşın 506 s. K.nun 121. maddesi gereğince haciz edilemeyeceği vb. nedenlerle- haciz işlemini yapmaktan kaçınmasının, İİK. 16/II’ye göre «bir hakkın yerine getirilmemesi», «bir hakkın sebepsiz yere sürüncemede bırakılması» niteliğinde olduğundan, süresiz şikayete tâbi olduğu (Not: Bu içtihat 6352 sayılı Kanunla İİK'nun 82. maddesine eklenen son fıkra uyarınca geçerliliğini yitirmiştir.)–
Ancak İİK. 100’e göre hacze iştirak imkanının bulunduğu durumlarda iki alacaklının da «aynı derecede» yer alacağı—
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.