Borçlu şikayetinde, tebliğ yapılan kişinin kardeşi olmadığını beyan ettiğine göre bu iddianın ve muhatabın adreste bulunmama nedeninin araştırılmadan yapılan tebliğ işleminin usulsüz olacağı-
Dava konusu taşınmazların, "üçüncü kişiye değil", gerçekte "kendisine ait olduğunu" iddia eden asli müdahil tarafından açılan inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasının yargılama usulü ve inceleme mercii tasarrufun iptali davasından farklı olduğundan, davaların tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesi, daha sonra tasarrufun iptali davasında bekletici mesele yapılarak, asli müdahilin davasının sonucuna göre tasarrufun iptali davası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Cebri icra yoluyla yapılan takibin durması için konkordatonun tasdikinin kesinleşmesine gerek bulunmadığı, aksinin kabulünün konkordato kurumunu işlemez hale getireceği ancak İİK'nun 304. maddesinde öngörülen hacizlerin düşmesi için doğuracağı kesin sonuç bakımından, konkordatonun tasdikine ilişkin kararının kesinleşmesi gerekeceği-
Mahkemece, şikâyet olunanın alacaklı olduğu takip dosyasında Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre borçluya yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olduğundan sıra cetvelinin doğru olarak düzenlendiği gerekçesiyle, şikâyetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
İİK. 85 uyarınca alacaklının haciz talebini yerine getirmekle yükümlü olan icra memurunun -«haciz yapılacak yerin borçluya ait olmaması», «haciz konulmak istenen maaşın 506 s. K.nun 121. maddesi gereğince haciz edilemeyeceği vb. nedenlerle- haciz işlemini yapmaktan kaçınmasının, İİK. 16/II’ye göre «bir hakkın yerine getirilmemesi», «bir hakkın sebepsiz yere sürüncemede bırakılması» niteliğinde olduğundan, süresiz şikayete tâbi olduğu (Not: Bu içtihat 6352 sayılı Kanunla İİK'nun 82. maddesine eklenen son fıkra uyarınca geçerliliğini yitirmiştir.)–
Ancak İİK. 100’e göre hacze iştirak imkanının bulunduğu durumlarda iki alacaklının da «aynı derecede» yer alacağı—
İİK.nun 89/4.maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasında, tarafların göstereceği deliller, ticari defterler ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, ihbarnamenin tebliğ tarihi itibariyle, borçlunun, üçüncü kişiden istenebilir, kesin nitelikte bir alacağının mevcut olup olmadığının genel hükümler çerçevesinde belirleneceği, diğer bir ifade ile anılan maddeye göre tazminata hükmedilebilmesi için borçlunun haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, muaccel bir alacağının bulunmasının zorunlu olduğu-
Takip dayanağı nafaka alacağı olup işleyen nafaka alacağının adi alacak olmadığı ve borçlunun maaşının haczinin kabil olduğu, bu nedenle işleyen aylık nafakanın tamamı için maaşa haciz konulmasında Yasa'ya aykırılığın olmadığı- Birikmiş nafaka alacağı için ise İİK. mad. 83 uyarınca, borçlunun ve ailesinin geçimi için İcra Müdürlüğü'nce zorunlu olarak takdir edilen miktar tenzil olunduktan sonra kalan bölümün haczedilebileceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.