İcra Mahkemesine yapılan başvurunun, 5999 s. Yasa'nın, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na eklenen Geçici 6. maddesi/son fıkrası gereğince haciz yapılamayacağından hacizlerin kaldırılmasına yönelik olup halen derdest olduğu, bu durumda bu başvuru ile dava konusu başvurunun farklı sebeplere dayandığı, derdestlik durumunun söz konusu olamayacağı o halde Mahkemece, haciz tarihi itibariyle uygulanması gerekli 5302 sayılı Kanun'un 7/son fıkrası uyarınca, haczedilen hesaplar üzerinde gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, proje karşılığı borçlanma yoluyla elde edilen gelir, vergi resim ve harç veya şartlı bağış olup olmadıkları ya da hesaplardaki paraların kamu hizmetinde fiilen kullanılıp kullanılmadığı belirlenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Mahkemece resen incelenmesi gereken fesih sebeplerinin gerekçesiyle birlikte tek tek tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece yetkiye ancak itiraz halinde bakılabileceğinden ihtiyati haciz talebi üzerine İİK. mad. 50 gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Borçlunun ticaret sicil adresinde borçlu şirket yetkilileri ve çalışanı bulunmadığına göre tebligat memurunca tebliğ işleminin 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre yapılmasında yasaya aykırılığın olmadığı- Muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin belirlenmesi ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tesbit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibariyle böyle bir araştırmanın yapılmamış olmasının, tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmayacağı-
Borçlunun, genel haciz yolu ile başlatılan takip talebinde istenen işlemiş faiz miktarına itirazının borca itiraz niteliğinde olduğu ve bu itirazın icra dairesine bildirmesi gerektiği- Borçlunun borca itirazlarını icra dairesi ile birlikte ayrıca icra mahkemesine de bildirmesinin fuzuli bir başvurudan ibaret olup hukuki sonuç doğurmayacağı-
Genel mahkemede yargılama sırasında verilen ihtiyati haciz kararının infaz edildiği,, ancak ihtiyati haciz hakkında bir takibin bulunmadığı görüldüğünden, ihtiyati tedbir niteliğindeki ihtiyati haczin infazına ilişkin şikayetlerin de kararı veren mahkemece incelenmesi gerektiği, teminat karşılığında ihtiyati haczin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine yapılan başvurunun görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçi tarafından kambiyo senetlerine mahsus yolla ve ihtiyati haciz kararına müsteniden başlatılan takipte İcra Mahkemesi'nce şikayetçinin ihtiyati haczinin hangi tarihte kesin hacze dönüştüğü ve şikâyet olunanın haczinin hangi tarihte konulduğu; bu çerçevede şikâyet olunan vergi dairesi alacağının Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 21/I inci maddesindeki şartları taşıyıp taşımadığına bakılarak bir karar verilmesi gerekeceği-
Taşınmazdan ayrı olarak tek başına haczedilebilen teferruatın (eklentinin) gerçekten teferruat (eklenti) niteliğinde bulunup bulunmadığının yerinde keşif yapılarak araştırılması gerekeceği–
İİK.nun 269/III maddesi gereğince davacı alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebileceği, icra dosyasında İİK.nun 59. maddesi uyarınca itiraz dilekçesi davacı alacaklıya tebliğ edilmediğine göre itirazın kaldırılması ve tahliye davasının süresinde açıldığının kabulü gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.