Borçlu şirket borcun doğumundan sonra, takip tarihinden de kısa bir süre önce İİK. mad. 280/3 kapsamında, alacaklıya zarar verme kastı ile ticari emtiasının önemli bir bölümünü üçüncü kişiye devretmiş olduğundan, aynı alanda faaliyet göstermeleri nedeni ile, üçüncü kişinin borçlunun içinde bulunduğu mali durumu, dolayısıyla alacaklıya zarar verme kastını bilebilecek durumda olduğu- Devirin, gerçek olduğu kabul edilse bile, İİK’nun 44. madde gereklerinin yerine getirilmediği görüldüğünden, devralan üçüncü kişinin işletmenin borçlarından iki yıl süre ile sorumlu olacağı-
Şikayetçinin borçlu aleyhine açtığı ve kabul ile sonuçlanan tasarrufun iptali davasının karar tarihinin, şikayet olunanın borçlu aleyhine açtığı ve tasarrufun iptali davasından önce olduğu, bu durumda şikayetçinin hacizlerinin daha önce kesinleştiği anlaşılmış olup, mahkemenin İİK’nun 100. maddesi hükmüne göre şikayetçinin sıra cetvelinde ilk sırada yer alması gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde yanılgılı gerekçeyle hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Haciz sırasında hazır bulunmayan ve dava konusu menkullerin haczine ilişkin tutanağın İİK’nun 103.maddesi uyarınca tebliğ işlemi kendisine yapılmayan borçlunun, istihkak iddiasına karşı çıkıp çıkmadığının anlaşılamayacağı, mahkemece, borçluya usulüne göre davetiye çıkarılarak davaya katılımının sağlanması gerekeceği-
Borçlu tarafından dile getirilip şikâyet konusu yapılmayan bir hususun icra mahkemesince re’sen dikkate alınıp karar verilemeyeceği-
Mahkemece, birden fazla alacaklı bulunması nedeniyle İİK.nun 140. maddesi gereğince icra müdürlüğünce sıra cetveli yapılarak şikayetçinin ihale bedelini yatırması gerekip gerekmediği belirlendikten sonra şikayetçi aleyhine fark doğduğu tespit edilir ise şikayetçiye ihale bedelini yatırmak üzere süre verilmesi yönünde işlem yapılması gerektiğine karar verilmesinin gerekeceği-
Takip talepnamesinde ve ödeme emrinde yabancı para alacağının harca esas değerinin gösterilmiş bulunması karşısında, İİK’nun 58/3. maddesindeki koşulun yerine getirildiğinin kabulü gerektiği- Temerrüt oluşmadığı, faiz istenemeyeceği ve faiz oranına ilişkin iddiaların borca itiraz olup, takibin şekline göre İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekeceği, icra müdürlüğü yerine, icra mahkemesine yapılan itirazın, fuzuli olup bir hukuki sonuç doğurmayacağı-
Uyuşmazlık işçi işveren ilişkisi nedeniyle düzenlenen bonodan kaynaklanmakta olup, bu niteliği itibarıyla iş hukukunu ilgilendirdiğinden, davanın iş mahkemesinin görevine girdiği-
Haczedilmezlik şikayetinin konusu olan taşınmazlara doğrudan icra dosyasından yazılan haciz talimatı üzerine haciz tatbik edildiği, buna göre haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenmesi ve borçlunun asıl uğraşısının çiftçilik olup olmadığının araştırılması esas icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesi tarafından bizzat yapılması gerektiği-
İİK.'nin 128/a-2. maddesinde yer alan kesinleşen kıymet takdirinin üzerinden iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri yapılamayacağına dair düzenlemenin, icra müdürlüğünce alınan kıymet takdir raporuna ilişkin olup, meskeniyet şikayetinde mahkemece belirlenen haline münasip ev değerinin şikayet yoluyla güncellenmesinde kıyasen uygulanmasının mümkün olmadığı- İnceleme sırasında takip konusu borcun ödenmesi ve şikayete konu taşınmazdaki haczin kaldırılması nedeniyle iş bu şikayetin konusuz kaldığı görülmüş ise de, şikayette borçlu haksız olduğundan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin yine borçlu aleyhine hükmedilecek olması ve İlk Derece Mahkemesi kararında bu giderlerin borçluya yükletilmiş olması nedeniyle bu hususun bozma nedeni yapılmamasına göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.