Ticaret mahkemesince, iflasın ertelenmesi talebi üzerine önce “borçlu hakkında takip yapılmamasına ve yapılmış takiplerin durdurulmasına” karar verilmiş sonra da “iflasın ertelenmesine” karar verilmişse, icra mahkemesince “borçlu hakkında yapılmış olan takiplerin iptaline” karar verilmesi gerekeceği-
Davacı ile davalı borçlular arasındaki ilişkinin ticari işletme devri niteliğinde olduğundan, İİK. mad. 44 ve 818 s. BK. mad. 179 uyarınca işletmeyi devralan davacı 3. kişinin işletmenin borçlarından da sorumlu bulunduğu- İcra mahkemesince teminat karşılığı takibin durdurulmasına karar verildiğine göre, İİK. mad. 97/13 gereğince bu dava nedeniyle davacı 3. kişinin tutumu sonucu alacağın tahsili geciktiğinden davanın reddi nedeniyle alacaklı yararına dava konusu mahcuzların toplam değeri ile takip konusu toplam alacak değerinden hangisi daha az ise o değer üzerinden %40 gecikme tazminatına hükmedilmesi gerektiği-
Borçlunun mühletten önce doğan borçlarını, mahkemece tasdik edilen konkordato projesinde öngörülen ödeme planı çerçevesinde ödemek imkânına kavuşacağı, bu itibarla konkordatonun, borcun yenilenmesini gerektirmemekte, ancak ödeme şekil ve şartlarında önemli değişiklikler meydana getireceği, bu değişikliğin şeklini ve içeriğini, asliye ticaret mahkemesince tasdik edilerek kesinleşen konkordato ödeme projesinin belirleyeceği, bu açıklamalara göre borçlunun, mühletten önce doğan borçları için artık takip edilmemekte ve borçlarını ödeme konusunda fevkalâde elverişli bir hukuki statüye kavuşacağı, bu bağlamda belirtmek gerekir ki, mühletten sonraki dönemde komiserin onayı olmadan borçlunun üstlendiği borçların da konkordatoya tâbi olacağı-
İİK 72/2 maddesi gereğince ihtiyati tedbir talebi incelenirken geçici hukuki koruma kararlarının genel olarak düzenlendiği, HMK'nun 390(3) gereği de tedbir talep eden tarafın ihtiyati tedbir sebebi ile türünü açıkça belirtmek ve haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu, İhtiyati tedbir isteyenin imza inkarına dayalı sahtelik iddiasının talep dilekçesi ekinde ödememe protesto evrakından başkaca bir evrak sunulmayıp imzaya itirazın değerlendirilebileceği bir kanaate varmaya yarar hiçbir delil sunulmadığı, dosya mevcudu itibariyle ihtiyati tedbir koşullarının mevcut olduğunun söylenemeyeceği-
Takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesinin, HMK'nun 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmayacağı, HMK'nun 209. maddesi, genel mahkemelerde açılan davalarla ilgili olarak senedin hiçbir işleme esas alınamayacağını, delil olarak kullanılamayacağını öngörmekte olup, icra takibine etkisi olmadığından, şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği- Sahtelik nedeniyle cumhuriyet savcılığına yapılan şikayet ve ceza mahkemesinde açılan dava da kendiliğinden icra takibini durdurmayıp, ancak cumhuriyet savcılığı veya ceza mahkemesince tedbir kararı verilirse icra takibi durdurulabileceği-
Senede dayalı icra takibinden sonra borçlu bulunmadığının tespiti amacıyla açılan menfi tespit davasında teminatsız takibin durdurulmasına karar verilip verilemeyeceği hususuna ilişkin davada, yargılamanın HMK'da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği-
Davalı tarafından takipsiz bırakılan icra dosyasının, ilama konu yıkım kararı yönünden sadece yenilendiği, yenilemeden önce icra emrine konu yapılan ve davalı alacaklı vekilinin imzaladığı belge içeriğine göre haricen ödendiği anlaşılan parasal alacaklarla ilgili takibin yenilenmesinin söz konusu olmadığı açık olduğundan, icra dosyasından davacı vekiline gönderilen ve ödenmesi talep edilen muhtıraya konu bedelin de yıkım kararının yerine getirilmesinden kaynaklı masraf kalemlerine ilişkin olduğu da tartışmasız olduğu-
Hem takip talebinde hem de ödeme emrinde, toplam ........... Euro ve ............ TL alacağın tahsili istenmekle birlikte yabancı para alacağının TL karşılığı gösterilmediği gibi, harca esas değerinin de Türk Lirası olarak yazılı olmadığının anlaşıldığı, o halde İlk Derece Mahkemesince, kamu düzeni ile ilgili olan İİK’nın 58. maddesi gözetilmek suretiyle, şikayete konu takip talebi ve ödeme emrinde ................ Euro yabancı para alacağının harca esas değer olarak Türk Lirası karşılığı gösterilmediğinden bu alacak kalemi yönünden takibin kısmen iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İcra takibinin borçlusu olmayan kişi yönünden yapılan işlemlerin zamanaşımını kesmeyeceği-
Borçluların icra mahkemesine başvurusu; takibe konu senet dışındaki kredi sözleşmesi gereğince anılan senedin, teminat olarak verildiğine ilişkin olup, bu haliyle başvuru, İİK'nun 168/5, 169 ve 169/a maddeleri kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğundan, mahkemece, aynı Kanun'un 169/a-5. maddesi uyarınca itirazın kabulü halinde takibin "durdurulması" yerine "iptaline" karar verilmesi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.