Haciz sırasında, icra mahkemesine başvurusunda veya yargılama sırasında borçlunun takip konusu borcu kısmen veya tamamen kabul ettiğini bildirmiş olması halinde, artık 'alacaklının, kambiyo senetlerine mahsus yolla takip hakkında sahip bulunup bulunmadığı'nın üzerinde durulamayacağı-
Kararın gerekçe kısmında; davanın reddine karar verilmesi yönünde kanaat oluşmasına rağmen, davanın kabulüne karar verilerek, mahkemece, kararın gerekçe kısmı ile hüküm fıkrası arasında uyumsuzluk olacak şekilde sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-
Alacağın temlik edilmesi halinde, takip konusu alacak üzerindeki tasarruf yetkisinin, alacağı temlik almış olan yeni alacaklıya geçmiş olacağı–
Ortaklığı idare yetkisi bulunan temsilcinin yapacağı işlemin, ortakları üçüncü kişilere karşı eşit olarak sorumlu kılacağı, bu sebeple adi ortaklığı temsilen idareci ortağın imzaladığı takibe konu çekten dolayı, itiraz eden borçlu ortak da sorumlu alacağından itirazın reddine karar gerekeceği-
Alacaklı tarafından takip dosyasının tedbirin kalktığı tarihten sonra haciz talep edildiği, bu talepten sonra ilk talep tarihi dikkate alındığında, takip dayanağı belgelerin kambiyo vasfında çek olup ibraz süresinin dolduğu tarih itibariyle uygulanması gereken 6762 s. TTK. mad. 726 uyarınca, 6 aylık zaman aşımı süresine tabi olup altı aylık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından, mahkemece borçlunun zamanaşımı itirazının kabulü ile İİK. mad. 71. ve 33/a. uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği-
Takip konusu bonoların taksitle mal satımından dolayı taraflar arasında öde-me vasıtası olarak düzenlendiğinde taraflar arasında anlaşmazlık bulunmaması ve bu satış nedeniyle «muacceliyet sözleşmesi»nin yapıldığının, borçlunun vadesi gelmiş 2 bono bedelini süresinde ödememiş olduğunun ve ödenmeyen bono bedellerinin borç tutarının 1/10’unun üzerinde olduğunun saptanması halinde, alacaklının vadesi gelmemiş olan diğer bedelleri için de icra takibinde bulunabileceği—
Takibe dayanak yapılan ihtiyati haciz kararının yetki itirazı yapılan tarih itibariyle kaldırıldığı iddia ve ispat edilmediğine göre İİK. mad. 261. doğrultusunda alacaklının ihtiyati haciz kararını veren asliye ticaret mahkemesinin yargı çevresindeki icra dairesinde icra takibi başlatmasında yasaya aykırılık bulunmadığı-
Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerektiği- Borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabileceği-
İİK'nun 170/b maddesi göndermesi ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipler hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 67/3. maddesi uyarınca, muris mirasçıları aleyhine tazminata hükmedilmemesi gerekirken, borçluların %40 tazminata mahkum edilmelerinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.