"12 örnek iflâs ödeme emri" üzerine itiraz etmemiş olan borçlunun, iflâs davasının yargılaması sırasında verilen depo emri üzerine, olumsuz tesbit davası açarak, mahkeme veznesine depo ettiği meblağ üzerine ihtiyati tedbir koydurarak alacağın davacıya ödenmesini engelleyemeyeceği- İflâs ödeme emrine itiraz etmemiş olan borçlunun "menfi tesbit davası" açamayacağı (borcu ödedikten sonra "istirdat davası" açılabileceği)–
İİK. mad. 158/1 hükmü uyarınca, davalı hakkında verilen depo kararından sonraki ilk oturumda iflasa karar verilememiş ve başka bir oturum günü belirlenmişse, mahkemece o tarih itibariyle alacağın esası ve eklentileri hesaplattırılıp, tespit edilecek miktar üzerinden yeni depo emri kararı verilerek, depo emrinin tefhim ya da tebliğ edilmesi, verilecek süre içerisinde ödeme yapılmaması halinde davalının ilk oturumda iflasına karar verilmesi gerekeceği, son duruma göre depo emri çıkartılmadan hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
iflasın ertelenmesi isteminde bulunan ve hakkında tedbir kararı verilen şirket ile hakkında takip yapılan borçlu şirketin aynı şirket olup olmadıklarının ticaret sicil müdürlüğü'nden sorulmadan sadece şirket ünvanlarının birebir örtüşmediği gerekçesiyle karar verilemeyeceği-
İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında takibe dayanak senetteki itiraz hususu HMK. 209'da özel olarak düzenlendiğinden yazı veya imza inkarına dayalı menfi tespit davalarında takip dayanağı belgedeki imzaya ve yazıya itiraz bulunduğu takdirde, bu konuda özel hüküm olan HMK. 209'un uygulanması gerektiği- Menfi tespit davasında, Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma dosyasında alınan Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü raporu dikkate alınarak, icra takibinin "teminatsız" olarak durdurulmasına karar verilmesinin isabetli olduğu-
Taraflar arasındaki sözleşmede, takip konusu senede açıkça atıf yapılmamış olması halinde, bu senedin “teminat senedi” olduğu kabul edilerek, takibin iptaline karar verilemeyeceği-
Maden Kanunu'nun 40. maddesi uyarınca haczedilmezlik şikayetinin, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olduğu ve takibin tarafı olmayan 3. kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı olmayacağı-
“Bonolardan birinin vadesinde ödenmemesi halinde sonraki senetlerin de istenebilir hale geleceğini” öngören sözleşmelerin (muacceliyet sözleşmelerinin) taraflar arasında geçerli olacağı-
Senedin arka yüzünde, ön yüzünde belirtilenden farklı bir borç miktarının belirtilmiş olması halinde, senette bedel yönünden muayyenlik unsuru bulunmadığından, senedin bono niteliğini kaybedeceği—
Somut olayda, borçlunun başvurusu İİK'nun 170. maddesi kapsamında imzaya itiraz niteliğinde olup, kabulü halinde takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptaline hükmedilmesi isabetsiz olduğu-
Taraflarca ileri sürülmediği ve kendisine bildirilmediği halde, mahkemece, eldeki itiraz ve icra dosyasıyla ilgisi bulunmayan Kastamonu 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2013/216 Esas ve 2014/24 Karar sayılı dosyasındaki vekaletnamenin kendiliğinden dikkate alınıp incelenmesinin ve anılan vekaletname esas alınarak söz konusu vekaletnamedeki vekil K.V.'e İİK'nun 68/a-5. maddesinde yazılı meşruhatı taşıyan davetiye tebliğ edilmek suretiyle karar verilmesinin doğru olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.