Borçlunun "12 örnek" iflâs ödeme emrine 5 günlük itiraz süresi geçtikten sonra itiraz etmiş olması halinde, alacaklının İİK. 173'e göre ticaret mahkemesinden iflâs kararı verilmesini isteyebileceği–
3. kişinin, taraf olmadığı icra takibinin ve bu dosyada borçlunun mallarına konulan haczin kaldırılmasını isteme hakkı bulunmadığı, bu konudaki talebin ileride “sıra cetveline itiraz” davası/şikayeti olarak ileri sürülebileceği-
İhtiyati tedbirin verildiği tarihte yürürlükte bulunan HMK'nun 393/1. maddesine göre, tedbirin verildiği tarihten itibaren bir hafta içinde, verilen tedbirin uygulanmasının talep edilmesinin zorunlu olduğu- Mahkemece 17/02/2020 tarihinde tedbir verildiğine ve bir haftalık yasal süre 24/02/2020 tarihinde dolduğuna ve talepçi vekilince de, anılan yasal sürede tedbirin uygulanması istenmediğine göre, HMK'nun 393/1. maddesi uyarınca tedbirin kendiliğinden mürtefi olduğu- Bu durumda ortada itiraz edilecek bir tedbir kararı dahi bulunmadığı- Bir an için talepçi vekilinin 24/02/2020 tarihli dilekçesi tedbir kararındaki takdir edilen teminata ilişkin itiraz dilekçesi olarak değerlendirildiğinde de, bu kez itiraz üzerine mahkemece verilen bir karar olmaması hali gündeme geleceğinden, HMK'nun 341/1. maddesi uyarınca ortada istinafa tabi bir kararın bulunmadığı-
İİK.’nun 54/a maddesindeki “askerlik hizmetinin devamı süresince, bu maddede yazılı kişiler aleyhine yapılacak takiplerde, icra memurunun borçluya ‘kendisine bir temsilci tayin etmesi için’ mühlet vereceğine ve takibi bu sürenin bitmesine bırakacağına” ilişkin hükmün, kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemece doğrudan doğruya gözönünde bulundurulması gerekeceği-
Satış isteme süresinin geçmesi nedeniyle haczin kalkmış olmasına rağmen yapılan ihalenin feshi gerekeceği- Her ne kadar araştırma yapılarak dosyaya bir takım deliller getirtilmiş ise de, gerek ............ Belediye Başkanlığı' ndan temin edilen eski ve yeni kat irtifakına ilişkin liste ile CD içeriğinin gerekse ............ Tapu Müdürlüğü' nden verilen ........... tarihli müzekkere cevabının iddia edilen hususu netleştirmeye yeterli olmadığı görülmekle; mahkemece, kat irtifakı değişikliği sonrası oluşturulan 128 nolu bağımsız bölümün, değişiklik öncesi mevcut 100 nolu bağımsız bölüme denk gelip gelmediği, gerekirse mahallinde keşif yaptırılmak suretiyle, netleştirildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken kesin bilgi içermeyen müzekkere cevaplarına dayanarak yazılı şekilde hüküm tesisi ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekeceği-
6102 sayılı TTK'nun 808/1-b maddesi gereğince; çekin süresinde muhatap bankaya ibraz edildiğinin (ibraz günü de gösterilmek suretiyle) çekin üzerine yazılmış olan tarihli bir beyanla tespit edilmesi gerekeceği- Bu düzenlemeye göre çekin ibrazı katı şekli kurallara bağlanmamış, muhatap banka tarafından ibraz tarihinin yazılmış olması gerektiğinin belirtilmiş olduğu-
Borçlu, borca itirazında açıkça itiraza konu dosyayı bildirmiş olduğundan bildirilen takip dosyası ve takip dosyasına dayanak olan bononun incelenmesi gerekeceği-
Takibe konu edilen bononun lehtarı ile keşidecisi arasında düzenlenen faktoring şirketinin müşterisinden teminat niteliğinde kıymetli evrak alabileceği düzenlendiği, İİK'nun 170/a-2. maddesi gereğince; icra mahkemesi, yasal sürede yapılan itiraz veya şikayet nedeniyle icra mahkemesine intikal eden işlerde, takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olup olmadığını veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip hakkının bulunup bulunmadığını re'sen inceleyerek takibin iptaline karar verebileceği-
Vekil tarafından sunulan şikayet dilekçesinde takipte borçlu olmayan şirketin ünvanı gösterilmiş ise de aynı vekilin şikayet dilekçesi ekinde sunulan vekaletnameden borçlu şirketin de vekili olduğu, şikayet dilekçesinde doğru icra dosyasının bildirildiği, şikayetçi vekilinin duruşmadan önce HMK 124 kapsamında taraf değişikliği dilekçesi sunduğu ve duruşmada bu talebin yinelendiği, davalıların bu talebe bir itirazlarının olmadığı, şikayet dilekçesinde doğru icra dosyası bildirilmek kaydıyla, yargılama aşamasında HMK 124 gereği doğru tarafı bildirerek davaya dahil etmekte yasaya aykırı bir durum bulunmadığı- Kaldı ki 12. HD.'sinin yerleşik uygulamalarına göre ihalenin feshi talebinin medeni usul hukuku anlamında bir dava olmayıp şikayet niteliğinde olduğu- Bu itibarla karşı tarafın yanlış gösterilmesi veya hiç bildirilmemiş olmasının sonuca etkisi olmadığı-
12. HD. 09.03.2017 T. E: 2016/11950, K: 3527-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.