‘Kesin borç ipoteği’ ilam niteliğinde olduğundan, İİK’nun 34. maddesi uyarınca her yerde ‘ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapılabileceği–
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Yabancı devlet mahkemesini yetkilendiren yetki sözleşmesine rağmen yabancı uyruklu taşıyan Türk uyruklu davalının ikametgah mahkemesinde dava açtığından, kendi ikametgah mahkemesinde kendisini daha iyi savunabilecek olan davalının davaya bakma hususunda Londra Yüksek Mahkemesi 'nin yetkili bulunduğu yolundaki itirazının TMK. mad. 2 hükmüne aykırılık oluşturduğu-
Şirkete konulması vaat edilen sermaye borcunun tahsili amacıyla yapılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemi-
Takip dayanağı bonolarda başka bir yer "yetkili" olarak gösterilmiş olsa dahi, ihtiyati haciz kararının alındığı yerde takip talebinde bulunabileceği–
Takip dayanağı ipoteğin, limit ipoteği olup ilam niteliği taşımadığından ilamlı takip yapılamayacağı ve icra emri gönderilemeyeceği yönündeki başvurunun ilama aykırılık niteliğinde şikayet olup süreye tabi olmadığı-
İnançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemi- Davacının terditli talebi olan sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemi hakkında karar verilmemesinin hatalı olduğu-
Yetkili olmaları koşuluyla itirazda birden çok icra dairesinin yetkili olduğunun belirtilebileceği; bu durumda borçlu bir tercih yapmadığı için yetkili yerin seçilmesi hakkının alacaklıya geçeceği-
Evlenmenin butlanı davasında verilen yetkisizlik kararı, davacı tarafından temyiz edildiğinden, davacının dava tarihi itibarıyla merkezi adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin nüfus müdürlüğünden sorulması ve taraf delilleri toplanarak yetki itirazının hadise şeklinde incelenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacının bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahip olduğu- Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin davada, birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla dava açıldığı deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkemenin, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı vereceği- HMK. 16. maddesinde ise, "Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir." hükmünün yer aldığı- Diğer taraftan, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 110. maddesinde ise "Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir." ifadesine yer verildiği -
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.