Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadan «itirazın iptali davası» açılamayacağı–
Takip talebinin alacaklı bölümünde S. Sorkuncuk ve Mass Ayakkabı.. Ltd.Şti.’nin gösterildiğinin, borçlulara çıkartılan ödeme emrinde alacaklı olarak sadece S. Sorkuncuk ismine yer verildiğinin görüldüğü, borçlu vekili İcra Mahkemesine başvurusunda usulsüz tebligat şikayetini, ödeme emrinde borcun sebebi ve dayanak teşkil eden belgelerin gösterilmediğini, icra dairesinin yetkili olmadığını ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 26.03.2021 olarak düzeltilmesini ve yetki itirazının kabulünü, ödeme emrinin iptalini talep etmiş olup Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda usulsüz tebligat şikayeti ile ilgili değerlendirme yapılmaksızın alacaklı S. Sorkuncuk’un alacaklı sıfatı bulunmadığı gerekçesi ile ödeme emrinin iptaline karar verildiği, S. Sorkuncuk’un yetkili hamil olup olmadığı dolayısıyla kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunup bulunmadığı hususu İcra Mahkemelerince ancak İİK’nın 170/a maddesine göre süresinde yapılan itiraz ve şikayetlerde usuli dairesince kendisine intikal eden işlerde re'sen dikkate alınacağı, ............... tebliğ tarihli ödeme emrine ilişkin usulsüz tebliğ şikayeti incelenip ödeme emri tebliğ tarihi düzeltilerek şikayet ve itirazın beş günlük sürede olması halinde alacaklının yetkili hamil olup olmadığı konusu değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekeceği-
İhtiyati haciz isteminin kabulü halinde, borçlunun veya üçüncü kişilerin itirazı üzerine verilecek karara karşı temyiz yoluna başvurulabileceği ve Yargıtayın temyiz talebi üzerine verdiği kararın kesin olup bozma kararına karşı mahkemece direnilemeyeceği–
Üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı istihkak davası, 6100 sayılı HMK yürürlüğe girdikten sonra açılmış olup, bu Kanunda 1086 sayılı HUMK’nun 512. maddesine paralel bir düzenleme getirilmediğinden, İİK’nun yetkiye ilişkin 4, 50. maddeleri ve 6100 sayılı HMK’nun 5, 6. maddeleri uyarınca genel yetki kuralının uygulanması gerekeceği, buna göre, istihkak davalarının asıl icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi ile davalının yerleşim yeri mahkemelerinde açılmasının mümkün olduğu-
Merkezi adres kayıt sisteminde gösterilen yerin yerleşim yerine karine oluşturacağı, davalı, davacının beyanına dayanılarak oluşturulan sistemde kayıtlı yerleşim yerinin aksini gösteren bir kanıt göstermediğine göre, yetki itirazının reddi ile işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde yetkisizlik kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesinin de mümkün olmadığı-
Davalının itirazı süresinde olmadığından, hakkındaki takip kesinleşmiştir. Bu nedenle itirazın iptali davasının koşulları oluşmadığından, davanın bu nedenle reddi gerekeceği-
Mahkemece, icra dairesinin (İİK'nın 50/2 nci maddesi yollaması ile) HUMK'nın 17nci (HMK'nın 14 ncü ) maddesi uyarınca yetkili olup olmadığının incelenmesi gerekmeden, itirazın iptali davasının kesin yetkili mahkemede açılıp açılmadığı üzerinde durulması gerekeceğinden, itirazın iptali davasının açıldığı tarih itibariyle davacı kooperatifin merkezinin bulunduğu yer olan Lapseki Mahkemeleri'nin kesin yetkili olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.