İcra ve iflas kanununda yer alan icra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerekeceği, bu durumda ödeme emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliğinin söz konusu olduğu, o halde Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken borçlu asile tebliğ edilen ödeme emrinin iptaline karar verilmesinin yerinde olmadığı-
İtirazın iptali davası-
Genel yetkili mahkemenin, dava açıldığı tarihte davalı gerçek ve tüzel kişinin yerleşim yeri mahkemesi olduğu, yerleşim yerinin, TMK. hükümlerine göre belirleneceği- HMK. mad. 7 gereğince; davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği (İİK. mad. 50; HMK. mad. 447/2; HMK. mad. 6 c: 1)-
Dava, araç kiralama sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece, “davalının borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, davalının ikametgâhının İzmir olması nedeni ile İzmir dışında açılmış icra takibi ve davanın reddi” doğrultusundaki kararının yerinde olduğu-
İtirazın iptali davası-
2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nun 15/2. maddesinde yer alan “Yargıtay’ca ……. kesin karara bağlanır” hükmü ile yasa koyucunun bozma kararına karşı direnme yolunu kapamayı amaçladığının, Yargıtay Özel Dairesince verilen kararın kesin olduğunun, kuşku ve duraksamadan uzak olduğu-
Cari hesap ilişkisine dayanan itirazın iptali davasında, satış ilişkisinde davacı alacaklının mal teslimini kanıtlaması gerektiği- Mahkemece davacı ve davalının icra takibine kadar kullandıkları defterlerinin ibrazı istenilerek bu defterler üzerinde inceleme yaptırılması, davacıya teslime ilişkin belgeleri varsa bunların ibrazının istenilmesi suretiyle yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak bir karar verilmesi gerekirken, belgeye dayanmayan davacı defterine itibar edilerek ve davalının sadece bir yıla ait defterleri incelenmek suretiyle karar verilmesinin hatalı olduğu-
Müşterek çocuğun okul ve servis giderleri için yaptığı harcamaların davacının iştirak nafakası borcuna mahsuben yapıldığının kabul edilip edilemeyeceği- Davacı "müşterek çocuğunun özel okulda okuyabilmesi ve davalının bu yöndeki talebi üzerine, iştirak nafakası borcundan çok daha fazlasını nafaka borcuna mahsuben ödediğini" ileri sürmüşse de, davalı bu konuda aralarında bir anlaşma olduğu iddiasını kabul etmemiş olduğundan, dava dışı okul ve servis yetkililerine yapılan ve iştirak nafakası borcuyla ilgili herhangi bir açıklama içermeyen dekont ve tanık beyanlarının davacının iddiasına ispata yeterli görülemeyeceği-
Yabancı para cinsinden olan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine, açılan itirazın iptali davasında, icra inkar tazminatının, yabancı paranın icra takip tarihi itibariyle geçerli olan TL karşılığı üzerinden hesaplanması gerektiği-
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının işkolu tespitine ilişkin kararının iptaline-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.