Hakkında yapılan takip kesinleşmeden (kendisine icra emri tebliğ edilmeden) önce icra kefilinin muvafakatı geçerli olmayacağından, bu muvafakat üzerine yapılan maaş haczinin de sonuç doğurmayacağı (icra kefilinin, icra emri tebliğinden ve sürelerden feragat etmiş olsa bile, takip kesinleşmeden kefilin maaşına haciz konulamayacağı)-
Kesin aciz belgesinin icra mahkemesince iptal edilmesi sebebiyle tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesinin hatalı olacağı, mahkemece davalı borçluya karşı yapılan diğer bir takipte verilen mal beyanı dilekçesinde dört adet taşınmazdan başka mal bildirilmemesi ve borcu ödeme imkanı bulunmadığının belirtilmiş olması, belirtilen taşınmazların değeri, yapılan hacizde haczi kabil mala rastlanmaması birlikte değerlendirilerek tutulan haciz tutanaklarının geçici aciz belgesi niteliği taşıyıp taşımadığı değerlendirilmeden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olacağı-
İhtiyati haciz tutanağının bir örneğinin hazır bulunmayan borçluya tebliğ edilmemiş olmasının, ödeme emrinin tebliğini geçersiz kılmayacağı–
Haciz tutanağındaki beyanlara göre de haciz mahallinin bir forklift tamir atölyesi olduğu, haciz sırasında bilgisine başvurulan atölye sahibinin beyanlarına göre de mahcuzun davacı üçüncü kişi şirket tarafından tamir amacıyla haciz yerine bırakıldığının görüldüğü, bu bilgilere göre, somut olayda mülkiyet karinesi davacı 3. kişi lehine olup, mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği, mahkemece gerekçede organik bağa ilişkin değerlendirmelerde bulunulmuşsa da bu bağ, dava dışı satıcı şirket ile takip borçlusu arasında olup, davacı üçüncü kişi ile takip borçlusu arasında bir organik bağın kurulamadığının anlaşıldığı, davalı alacaklının dayandığı diğer deliller de davacı yararına olan mülkiyet karinesinin aksinin ispatı için yeterli görülmediği, bu nedenlerle, mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önüne alınarak, davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
İcra dosyasında yapılan araştırmadan borçlunun adresinde bulunmadığından bahisle mernis adresine tebliğ edilmesi, haciz tutanakları borç miktarı, malvarlığı araştırması göz önüne alındığında, kaçak olduğunun görüldüğü, Yargıtay içtihatlarına göre bu nedenle, borçlunun aciz halinin gerçekleşmiş sayılması, gerekeceği-
Haczedilen eşyaları, borçlu ile davalı üçüncü kişi birlikte ellerinde bulundurduklarından, İcra ve İflas Kanunu'nun 97/a-2. maddesi hükmünde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla davacı alacaklı yararına olduğu-
İflas kararı, istihkak iddiası hakkında verilen karardan sonra kesinleştiğinden, mahkemece, adı geçen borçlu şirket yönünden, İİK'nin 193/2 maddesi uyarınca takibin düştüğü ve hacizlerin kalktığı, dolayısıyla üçüncü kişinin açtığı İİK 97-99. maddelerinin uygulanmasına ilişkin şikayet konusuz kaldığından, şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerektiği-
Alacaklı vekilince 19/11/2009 tarihli, "borçlunun haciz tutanağında belirttiği ödeme taahhüdünün kabul edildiği ve taahhüt tarihine kadar işleyecek faizden feragat edildiği"ne ilişkin kabulünün, kabul muhtırası şeklinde borçlu sanığa 25/11/2009 tarihinde tebliğ edilmesi karşısında, taahhüdün geçerliliğinde kuşku bulunmadığı-
İcra emrinin borçlu şirkete 05.06.2014 tarihinde davalı üçüncü kişi imzasına tebliğ edildiği, ödeme emrinin tebliğ edildiği adrese 27.06.2014 tarihinde, hacze gidildiği ve haciz tutanağında “...adresin kısmen taşınmış/taşınmak üzere...” olduğu tespiti yapılmış ve çevreden sorulması üzerine caddenin karşısına taşındığının öğrenildiği, bu adreste dava konusu haczin gerçekleştiği, icra emri tebligatının davalı üçüncü kişi tarafından alınması, haciz mahallinde borçluya ait güncel evrakların bulunmuş olması dikkate alındığında, somut olayda İİK'nin 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısı ile alacaklı yararına olup, üçüncü kişi tarafından istihkak iddiası ile birlikte sunulan bayilik sözleşmesi ve faturaların yasal mülkiyet karinenin aksinin ispatı için yeterli olmadığı-
İcra ve İflâs Kanunu'nun 265/I kanun hükmündeki mahkeme ihtiyati haciz kararını veren mahkeme olup, menfi tespit davasına bakan mahkemenin alacağın esasını inceleyen mahkeme olarak nitelendirilmesi suretiyle görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.