Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde sözleşmeye konu edilen taşınmazın paylı olması nedeniyle, davadaki fesih talebinin incelenebilmesi için, TMK'nın 692. maddesi gereğince, taşınmazda yapılacak inşaatla ilgili sözleşme yapan tüm paydaşların, zorunlu dava arkadaşı olarak davada taraf olarak yer almalarının gerekeceği-
HMK'ya göre; taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar davanın erteleneceği, bununla beraber hâkimin, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebileceği- Dava açıldıktan sonra vefat eden davacının vefatından sonra, yargılamaya devam edilebilmesi için, mirasçıların tamamının davaya katılımının sağlanması, bunun mümkün olmaması halinde; tüm mirasçılardan izin alınması veya terekeye temsilci atanması yoluyla taraf teşkilinin sağlanması konusunda davacı vekiline süre tanınarak, taraf teşkili sağlandıktan sonra karar verilmesi gerektiği-
Vekâletin sunulması kanuni vekâlet ücretine hükmedilmesi için yeterli olup, davalılar arasında da zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan bu davalı yararına da karar tarihinde geçerli olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi üzerinden nispi vekâlet ücretine takdir edilmesi gerektiği-
Borçlu ve onunla hukuki muamelede bulunan üçüncü kişi arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan her ikisininde davalı olarak gösterilmesi gerektiği-
İİK. nun 97/XVII maddesine dayalı olarak istihkak davasına karşı açılan tasarrufun iptali davalarının nispi harca tabi olduğu-
Davalı borçlu ile 3.kişi arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunması nedeniyle davalı 3. kişiler vekilinin yetki itirazının HMK'nin 60. maddesi gereğince borçlu açısından da hüküm ifade edeceği-
Davaya konu, davalıdan istenen aidat miktarı ve faiz oranı genel kurul kararları ile belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan, davalı ortaktan aidat borcunu geç ödemesinden dolayı istenebilecek azami faiz oranı TBK'nın 120/2. maddesinde düzenlenmiş yılık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranının, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı-
İhtiyari dava arkadaşlığında, her bir dava arkadaşının hükme karşı ayrı ayrı kanun yoluna başvurabileceği gibi birlikte de başvurabileceği- Gerek temyiz gerekse karar düzeltme incelemesi yapılabilmesi için gereken miktarların belirlenmesinde her bir davacının talebinin ayrı ayrı dikkate alınması gerektiği- Her bir davacının lehine hükmedilen manevi tazminat miktarı, temyiz incelemesi için gereken değerin altında olduğundan, anılan karara karşı temyiz yasa yoluna gidilemeyeceği- "Dava konusu olayda tek bir haksız eylem bulunduğundan kararın miktar itibariyle temyiz kesinlik sınırının altında kalıp kalmadığı, davalının aleyhine hükmedilen tazminat miktarının tamamına göre belirlenmesi gerektiği, bu nedenle işin esasına girilmesi ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Dava ve birleştirilen davalar, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir...
Temerrüt nedeni ile kiralananın tahliyesi istemine ilişkin davada, ihtarnamedeki noksanlığın sonradan giderilmesi mümkün olmadığından, kiracıların birden fazla olması halinde, tahliye borcu bölünemeyen borçlardan olduğundan her iki kiracı hakkındaki şartları oluşmayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.