Tasarrufun iptali davasına konusu mal borçlunun borcu nedeniyle davalı üçüncü kişinin elinden çıkmış ise üçüncü kişi yapılan satıştan elinde artı bir para kalır ise o miktar ile sorumlu olacağı- Somut olayda; borçlunun borcu nedeniyle yapılan satış sonucu üçüncü kişi konumundaki davalının mamelekinde kalan bir para olmadığı anlaşıldığından davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği- Davanın konusuz kalması sebebiyle, davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama gideri ve vekalet ücretinin haksız olan tarafa yükletilmesi gerektiği-
Cebri icra yoluyla yapılan satışlarda ihalenin kesinleşmesiyle mülkiyetin alıcıya geçeceği- Mülkiyeti üçüncü kişiye geçmiş olan konutun tapu kütüğüne, malikin tasarruf yetkisini ve temlik hakkını sınırlayıcı şerh konulamayacağından davanın konusuz hale geleceği, konusuz hale gelen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verileceği-
8. HD. 30.03.2017 T. E: 1639, K: 4773-
Sıra cetveline itiraz davasında hem davanın konusuz kaldığından karar ittihazına yer olmadığına, hem de alacağın varlığının tartışmalı olduğu ile ilgili davanın reddine karar verilmesi durumunda bu durum, HUMK 381/2. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden, İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasının gerekeceği-
Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlı olduğundan, bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersiz olsa da evliliğin ölüm, boşanma veya iptal kararından biriyle sona ermesi halinde rıza alınmadan yapılan tasarruf işleminin yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanacağı-
Öncelikle davada ileri sürülen isteklerden el atmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekeceği-
Erkeğin tanık olarak bildirdiği tarafların ortak çocuklarının beyanları, evliliğin temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan, yer ve zaman unsuru içermeyen, sebep ve saiki açıklanmayan soyut izahlardan ibaret olup ispatlanamayan "eşine hakaret etme" vakıasının kadına kusur olarak yüklenilmesinin doğru olmadığı- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat az olup hakkaniyet ilkesi gereğince daha uygun miktara hükmedilmesi gerektiği-
Kooperatif aidat borcundan kaynaklanan itirazın iptaline-
Mahkemece yargılama giderlerinin tamamının davacılar üzerinde bırakıldığı ve davalılar yararına vekalet ücreti takdir edilmiş olup, davacıların dava yoluna başvurmadaki haklılığı ya da davalıların dava açılmasına haksız olarak sebebiyet verip vermediğinin hiçbir şekilde kararda değerlendirilmediği, bu hal açıklanan yasa hükümlerine aykırılık taşıdığından, tarafların davadaki haklılık durumlarının değerlendirilerek sonucuna göre yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumluluğun tayini için kararın temyiz eden davacılar yararına bozulmasının gerektiği-
Davanın konusuz kalması halinde mahkemenin yargılamaya devam ederek, davanın açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit edip, o tarafı yargılama giderlerine ve vekalet ücretine mahkum etmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.