Davacı vekilinin karardan sonra dava dayanağı borcun ödendiğini beyan ettiği ve dava konusu borcun ödenmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığı-
İİK.’ nun 193. maddesi hükmüne göre haciz yoluyla yapılan takipler iflasın açılmasıyla durur, iflas kararının kesinleşmesiyle de düşer. Somut olayda davalının yargılama sırasında iflasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda yukarda açıklanan yasa hükmü gereğince itirazın iptali davasının dayanağı haciz yoluyla yapılan ilamsız takipte düşmüştür. İcar inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için ortada geçerli bir takibin bulunması gerekir. Davaya konu takip düştüğünden ortada geçerli bir takipten söz edilemez. Mahkemece davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmemesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 331. maddesinin birinci fıkrasında “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hakim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine takdir ve hükmeder.” şeklinde düzenlendiği- Anılan yasa maddesi doğrultusunda, davanın açıldığı tarihte haksız olduğu tespit edilen tarafın yargılama giderlerini ödemekle yükümlü olacağı- Ayrıca eldeki davanın, fiili kullanım şerhinin düzeltilmesine yönelik olup, taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmadığından hüküm altına alınması gerekli harcın ve vekalet ücretinin maktu olması ve Hazine'nin bu davalarda yasal hasım konumunda olduğundan aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerektiği-
6. HD. 03.05.2016 T. E: 1931, K: 3590-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkin davalarda, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarının adalete uygun olması gerektiği, takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerektiği-
Davacının mirasçısı tarafından Türk Medeni Kanununun 181. maddesi gereğince kusur belirlemesi yönünden davaya devam edildiği ve yapılan yargılama neticesinde davalı kadının kusurlu olduğunun tespitine karar verildiği, davacı yararına yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Haciz tutanağı ile haczedilen ve muhafaza altına alınan menkuller üzerindeki hacizlerin İstanbul fekkine karar verildiği, bu sebeple malların davacı 3. kişi vekiline teslim edildiği tespit edildiğinden; istihkak davasının konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, 6100 sayılı HMK'nin 331. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin takdirine karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerektiği-
Dava, Almanya'da geçen çalışmaların 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanılması ile yaşlılık aylığına hak kazanıldığının tespiti istemine ilişkindir...
"İhale alıcısı ile takibin taraflarına usulüne uygun şekilde dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra dosyasının incelenmesi gerektiğine" değinen bozma ilamına uyulduğu halde, ihalenin feshi isteminin süreden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İcra İflas Kanunu'nun 134/1 maddesi hükmüne göre, icra dairesi tarafından taşınmaz kendisine ihale edilen alıcının, o taşınmazın mülkiyetini iktisap etmiş olacağı; dava açılmadan önce taşınmaz cebri icra ile satıldığına ve satış ile ilgili ihalenin feshi davasının reddedip, red kararının bu davanın açılma tarihinden sonra kesinleştiğine ve işlem diğer eşin rızasına bağlı olmaktan çıktığına göre davanın konusunun kalmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.