Mirasbırakanın temlik tarihlerindeki ekonomik ve sosyal durumunun araştırılmadığı, temlik tarihinden önce ve devir tarihi ile öldüğü tarihte üzerine kayıtlı başka taşınmazların bulunup bulunmadığının ilgili kurumlardan sorulup tespit edilmediği görüldüğünden dava konusu taşınmazlar bakımından araştırma ve inceleme yapılması, toplanacak deliller toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek miras bırakanın gerçek amacının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması, ondan sonra varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek sonuca gidilmiş olmasının doğu olmadığı- Feragatin kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı ve hüküm kesinleşinceye kadar her zaman davadan feragat edilebileceği-
Mahkemenin kısa karar ile gerekçeli kararı arasında çelişki olup, bu durumun usul ve yasaya aykırı olacağı, bu çelişki giderildikten sonra hakimin vicdani kanaate göre karar vermesi gerektiği-
Satış sebebiyle murise bir para ödenmediğine göre, mirasbırakanın alım gücü bulunmayan ve birlikte yaşadığı eşine yapmış olduğu temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla gerçekleştirildiği, davalıyı korumak ve kollamak amacıyla bu devirlerin yapıldığı kabul edilmesi gerektiği-
Mirasbırakan...'ın maliki olduğu 544 ada 5 parsel sayılı taşınmaz ile hesaplarındaki paralarını 27.05.2005 tarihli vasiyetname ile davalı eşi ... lehine intifa hakkı tesis etmek suretiyle diğer davalı ...'na vasiyet ettiğini, saklı payına tecavüz edildiğini ileri sürerek, tenkise-
Bir kimseden, «tüm mirasçılarını ayni ölçüde sevmesi»nin beklenemeyeceği gerçeğinden hareket eden kanun koyucunun, mirasta iade borcu konusunda «eşitlik ilkesi»nden ayrıldığı, füru (altsoy) dışındaki mirasçıları biribirine karşı «iade (denkleştirme) borcu»ndan kurtardığı, MK. 669/I hükmünün aralarında füru (altsoy) bulunmayan mirasçıları kapsamına aldığı MK. 669/II hükmünün ise sadece fürular (altsoy) arasındaki ilişkileri kapsadığı, «eş» ile «füru»nun (altsoyun) biribirine karşı iade (denkleştirme) «alacaklı» ve «borçlu»su olmadığı - MK. 669/I ve II hükümlerinin kapsamı -
Davada, mahfuz hisseye müdahale edildiği belirtilerek işlemin iptali talep edildiğine göre, tenkise ilişkin talep de bulunduğu göz önünde bulundurulmak suretiyle karar verilmesi gerektiği-
Tapu iptali ve tescil davalarının kayıt malikine karşı açılacağı, eldeki davada, davanın R.,S. ve D.’a karşı açıldığı, bilahare R. ve S. davalı olmaktan çıkarılarak Serman ve D.'nın davaya dahil edildiği, dava tarihi itibariyle R. ve S.'in kayıt maliki olmadığı, usul hukukumuzda davaya dahil diye bir müessese bulunmayıp, bir kimseye dahili dava yoluyla taraf sıfatı verilemeyeceği gibi, hakkında hüküm kurulmasına da olanak olmadığı, kaldı ki, Serman ve D.’ya yapılan temliklerin tarihleri de gözetildiğinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 124. maddesinin uygulanma olanağının da bulunmadığı, tüm bu açıklamalar karşısında, Serman ve D. aleyhine usulüne uygun bir dava açıldığının söylenemeyeceği-
Gizli bağışa konu 1/2 pay yönünden hâsıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, tenkis konusunda olumlu veya olumsuz hiçbir karar verilmemesinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Vasiyetnamenin iptali istemiyle açılan davada tenkis isteğinin de bulunduğunun dikkate alınmasının ve sadece vasiyetname iptali değil tenkis isteği yönünden de değerlendirme yapılmasının gerekeceği-
Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaanın, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü olduğu, söz konusu muvazaada miras bırakanın gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istediği, ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devrettiği, bu durumda, yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l/4/1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213.(6098 sayılı T.B.K. 237) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilecekleri-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.