Kıyılar kamunun yararlanacağı yerlerden olup buralarda yukarda belirtilen nitelikte tapu kay­dı oluşturulmuş ise tapunun iptalinde, Anayasanın 43, tapu Kanununun 33, Kadastro Kanununun 16. maddesi göz önüne alınarak, kamu yararının bulunduğunun ka­bulü gerekeceği-
Niza konusu taşınmaz üzerine pazaryeri ve hizmet binası inşaa edildiği kadastro tutanağında belirtilmektedir. Gerekçeli karar kapsamında ise uyuşmazlık konusu taşınmazın ilçe otogarı olarak kullanıldığı ifade edilmektedir. Dava konusu taşınmaz ister pazaryeri ve hizmet binası, isterse otogar olarak kullanılsın her iki halde de kamunun yararlanmasına öncelik tanınan alana dönüştüğünün kabulü gerekir. Kamu malı niteliğini kazanan bir yer ise özel mülkiyet şeklinde tapuya tescil edilemez. Temyize konu taşınmaz bölümünde zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğu belirlenen davacının mülkiyetinin tespitine karar verilmesi gerekirken, iptal ve tescil kararı verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
İdarenin kıyı kenar çizgisi çalışmalarında, o yere ilişkin kamu görevlilerince önceden oluşturulmuş komisyon çalışmalarını içerir kayıt ve belgeleri getirtilerek, bunlardaki verilerle, mahkemece kıyı kenar çizgisi oluşturmak için bilirkişilerce yapılan çalışmalarda elde edilen veri ve bulguların örtüşmemesi durumunda, bunun nedenleri hakkında bilirkişilerden bilimsel gerekçelere ve maddi bulgulara dayalı, doyurucu ve denetime açık ek rapor alınması gerektiği; yani, eldeki uyuşmazlıkta idari saptamalardan takdiri delil olarak yararlanılmasının zorunlu olduğu-
Davacının, kendi adına kayıtlı nizalı taşınmazların kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını açıklayarak tapularının iptali ile terkinine karar verilmesini istediği davada; kıyıların, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kamu malı niteliğinde olup; özel mülkiyete konu olmaması gerekeceği-
Takas yoluyla edinilen, önceden özel kişiye ait olan taşınmazın sonraki tarihlerde ihale yoluyla satışa çıkarılarak belediyeye ait olması halinde 'belediyenin özel mülkiyeti'ne tabi olduğu ve kamu malı olmadığı bu nedenle; taşınmaz hakkında özel hukuk hükümlerinin uygulanması gerektiği- Belediyeye ait taşınmaz üzerine yapı yapan gerçek kişinin temliken tescil talebinde bulunduğu somut olayda inşaatın davalı belediyeden alınan ruhsata dayandığı, taşınmazın davacı gerçek kişiye teslim edildiği ve belediyenin bu inşaata bir itirazının bulunmadığı hususları nazara alındığında belediyenin davacıyı, davaya konu taşınmazı sahiplendiği hususunda inandırdığı, meşru beklenti içine soktuğu ve inşaatın yapılmasında açık rızasının bulunduğunun kabul edilmesi gerektiğinden davacı gerçek kişinin iyiniyetli kabul edileceği ancak temliken tescil talebi için TMK.'nin 724. maddesinin diğer koşullarının mevcut olup olmadığının araştırılması gerektiği- Taşınmazın geçerli bir belediye meclis kararına dayanmaksızın encümen kararıyla ihale edildiği, tapu iptali ve tescili davasında da yapılan ihalenin tapu devrine esas alınamayacağının kesin olarak karara bağlandığı, Belediyenin açık rızasının bulunduğundan bahsedilemeyeceği, takip eden süreçte davacının kira bedelini ödediği hususları dikkate alındığında inşaatın başından beri iyiniyetin bulunduğu ve korunduğu hususunun ispatlanamadığı, iyiniyet olmadan TMK.'nin 724. maddesinin diğer koşullarının araştırılmasına gerek bulunmadığı görüşünün HGK. tarafından benimsenmediği-
Köy orta malları üzerinde MK. 724 hükmünün uygulanamayacağı-
“Zilyedliğe dayalı tescil” davasının, “olağanüstü kazandırıcı za-ma-naşımı süresi”nin -daha önce açılan davaya, davalı Hazinenin karşı koymasından dolayı- kesilip, dava tarihinde henüz dolmamış olması ha-linde, tescil talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazın, belirlenen veya belirlenecek olan kıyı kenar çizgisine göre değerlendirilmesi ve ayrıca 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa'nın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasa'nın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı hususunun da gözetilmesi gerekeceği-
Mer’aya yönelik el atmanın önlenmesi davalarında araştırılacak hususlar–
Mecra hakkı tesis edilecek taşınmazların tapulu olması gerektiğinden bilirkişi raporuna göre mecra hakkı tesisin edilen yerin Hazineye ait ve tapusuz olduğu anlaşılan su arkından geçirilmesine karar verilmesinin doğru olmayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.