Zamanaşımının başlangıcı için zararın öğrenilmesi yeterli olmayıp yetkili makamın olur vermesi gerektiğinden ve somut olayda yetkili makamın oluru bulunmadığından da zamanaşımının dolmadığı-
Miras bırakanın intifaı üzerinde bırakarak, çıplak mülkiyetini ba-ğışladığı taşınmaz malın, MK. m.565/3 hükmü uyarınca, mutlak tenkise tâbi, ölümle tamamlanan hibeler niteliğinde olmadığı -
Dava konusu taşınmaz 07.10.1940 tarihinde kadastroya tabi tutulmuş kadastro tutanağı şerhsiz olarak 07.10.1940 tarihinde kesinleşmiş olup; davacı vakıf şerhinin tapulamadan önceki ilk tedavül kayıtlarında bulunduğu iddiasıyla, vakıf şerhinin tapu siciline işlenmesi için davasını 27.06.2001 tarihinde açmış olduğundan 3402 sayılı Yasa ile öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiğine göre, vakıf şerhinin sicile yazılması isteğinin yerel mahkemece reddinin yerinde olduğu-
Miras bırakanın boşanmış olarak ölümü ile mirasçıları olarak manevi evlatları davacı ve dava dışı M. ile Z.'nin kaldığı, miras bırakanın, dava konusu kat mülkiyeti kurulmuş olan taşınmazdaki, bağımsız bölümleri, resmi akit ile intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini kayıtsız ve şartsız olarak davalı Türk Silahlı Kuvvetleri M.çik Vakfına hibe ettiği ve halen davalı vakıf adına adına kayıtlı olduğu, hibe edilen taşınmazların miras bırakanın tüm malvarlığını oluşturduğu, tanıkların, miras bırakanın, evlat edindiği yeğenlerine malları bırakmak istemediğini ifade ettikleri, öte yandan, miras bırakanın davacı aleyhine evlatlık bağının kaldırılması isteğiyle 2002 yılında açtığı davanın reddedildiği anlaşıldığından miras bırakanın davacının saklı payını ihlal kastıyla hareket ettiğinin kabulü gerekeceği-
İntifa hakkı sahibi olmayan çıplak mülkiyet sahibinin tahliye davası açmasının mümkün olmadığı-
Dosya arasında bulunan tapu kayıt örneğinin incelenmesinde dava dışı şirketin 15 yıl müddetle intifa hakkı sahibi olduğu anlaşılmakta olup kuru mülkiyet hakkı sahibinin, taşınmaz maldan başkasının intifa hakkı devam ettiği sürece yararlanma imkanına sahip olmadığından hiçbir suretle tahliye davası açma hakkını haiz olmadığı-
Medeni Kanunu'nun taşınmaz yükünün (mükellefiyetinin) niteliğini düzenleyen 849. maddesinde taşınmaz malikinin değişmesi halinde yeni malikin başka bir işleme gerek bulunmaksızın taşınmaz yükünün yükümlüsü olacağı belirtildiğinden taşınmaz mükellefiyeti niteliğini alan taviz bedelinden, yeni malikin yükümlü olup, bundan paydaşlığın giderilmesi davasının taraflarının sorumlu tutulamayacağı-
21.6.1987 gün ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden sonra yeni yasal düzenlemeye dayanılarak imar ihya nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davalarında, kanunun yürürlüğe girmesinden önce açılıp da reddedilerek kesinleşmiş bulunan tapu iptal ve tescil davalarına ilişkin kararların, o kararlarda imar ihya olgusu sabit görülmüş olsun veya olmasın kesin hüküm oluşturacağı-
Davalılardan R.'nın borçlunun eşi, E. ve Ayda'nın da borçlunun çocukları olmasına İİK'nın 278/III-1 maddesinde bu derece akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldığının ve iptale tabi olduğunun öngörülmesine buna ilaveten davalıların bu akrabalık dolayısıyla borçlu S.in alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olmaları nedeniyle de tasarrufun iptali gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.