Kesinleşmiş mahkûmiyet hükmünün temyiz incelemesi sırasında gözden kaçırılıp incelenememiş olduğu anlaşılmakla, ceza mahkemesi kararlarının hukuk davasına etkisinin üzerinde durulması gerektiği- Maddi olgunun tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararının hukuk hâkimini bağlayacağı; ceza mahkemesindeki bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılmasının mümkün olmadığı- Davalı-alacaklının, davacı tarafından mal alınan firmalara verilmek üzere imzalanan senedi davacıya vereceğini söyleyerek çalışanlarından alıp, sonrasında bedel kısmını doldurarak icra takibine koyduğu hususu ceza mahkemesi kararı ile sabit olduğundan, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılmasının olanaklı bulunmadığı; karar düzeltme isteminin kabulü gerektiği-
Malen kaydı içeren senet karşılığı malların teslim edilmediğine ilişkin iddianın davacı tarafından yazılı delille ispatlanması gerekeceği-
7. HD. 12.04.2016 T. E: 2015/6904, K: 7965-
1086 sayılı HUMK zamanında açılan bir davada iddianın yazılı delil ya da yazılı delil başlangıcı niteliğindeki bir belge ile ispat edilememesi halinde delil listesindeki açıklamaya bakılması gerekeceği, buna göre delillerinde "her türlü yasal delil" şeklinde bir ifadeye yer verilmiş ise ilgilinin yemin deliline dayandığının kabul edileceği ve yemin teklif etme hakkının hatırlatılacağı-
Mahkemece takibe konu faturada “peşin” yazdığı ve “peşin ödendiğinin anlaşıldığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de; dava konusu fatura “kapalı fatura” olmayıp, tek başına ödemenin kanıtı olamayacağından, fatura altındaki ‘peşin’ ibaresi, satışın peşin satış olduğunu gösterse de, satış bedelinin ödendiğinin ödeme def’inde bulunan davalı tarafından yazılı delille ispatlanması gerekeceğinden, mahkemece bu hususlar araştırılmadan “davanın reddine” karar verilmesinin yerinde olmayacağı-
Zorlama altında keşide edildiği ceza mahkemesi kararı ile sabit olan bonodan dolayı borçsuzluk iddiasının (beyanın geçersizliğine ilişkin definin) sonraki hamillere karşı ileri sürülebileceği- Önceden menfi tespit davası açan borçlunun, icra takibinin kesinleşmesinden sonra, haciz sırasında, "borçlu olmadığı"na ilişkin iddialarını tutanağa geçirmek suretiyle ödeme taahhüdünde bulunmasının, bu taahhüdün, çekince (ihtirazi kayıt) ileri sürülerek ve cebri icra baskısı altında yapıldığı anlamına geleceği, yani, davacı keşidecinin ödeme taahhüdünde bulunmasının, borçlu olduğunun ikrarı olarak kabul edilemeyeceği- Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, şikâyete başvurulsa da takibin kesinleşmesinin engellenemediği ve ödeme yapılmaması hâlinde alacaklının, borçluya ait para, mal ve haklar üzerine haciz konulmasını isteyebileceği-
“Çekin ödeme amacı dışında başka bir amaçla verildiğini” ileri süren kişinin bu iddiasını kanıtlaması gerekeceği-
Davanın nakden düzenlenmiş bono nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, davalının, davacıya verdiği borç para karşılığında bononun düzenlendiğini savunduğu ve böylece bononun düzenlenme sebebini talil etmediği, bu durumda ispat külfeti davacı tarafta olup, davacının bonoya karşı ileri sürdüğü iddialarını aynı kuvvette yazılı delille kanıtlamak zorunda olduğu, mahkemece ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.