Sulama bedellerinin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin davada; yeraltı suyu kullanımının su rejimini doğrudan etkileyecek olması nedeniyle su kaynağı dışındaki diğer cazibeli sular ile sondaj sularının ücretlendirilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının arazilerini yeraltı suyu ile suluyor olmasının, sulama bedelinden muaf olduğu anlamına gelmediği-
Taraflara tebligat yapılmamış ve ilan edilmemiş olan kıyı kenar çizgisinin belirlenmesine ilişkin idari işlemlerin adli yargı yönünden takdiri delil niteliğinde olacağı–
Taşınmazın kadastro tespitinin yapıldığı, taşınmazın sınırına duvar ördürmek, taşınmazda bulunan zeytinlerin para vererek bakımını yaptırmak, üzerindeki zeytinleri toplatmak, aşılatmak, taşınmaz hakkında ecrimisil ödemek şeklinde subut bulan fiili kullanımının davacılara ait olduğu, bu zaman zarfında davalının fiili bir kullanımının bulunmayıp, davacıların bu zaman zarfındaki kullanımına engel olmak için hukuki bir girişimde de bulunmadığı anlaşıldığına göre, Mahkemece, davacıların kullanıcı şerhine yönelik davalarının kabulüne karar vermek gerektiği- Çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesinde kullanıcı şerhinin yanı sıra “mera komisyonunca alınan yazılarına göre mera olarak tahsisi yapılmıştır” şerhinin bulunduğu, mahkemece hüküm yerinde 3.bent olarak mera şerhinin iptaline ilişkin bir dava ve talep bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmuş ise de; davalıcıların ıslah dilekçesiyle bu şerhinde iptalini istedikleri halde bu ıslah talebi gözden kaçırılmak suretiyle talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin isabetli olmadığı-
İlama ilişkin yargılamada mülkiyet iddiası bulunmadığından taşınmazın aynının ihtilaflı olmadığı, mahkemece sicilde değişiklik oluşturacak bir karar verilmediği, bu nedenle ilamın icrası için kesinleşme şartının bulunmadığının kabulü gerekeceği-
Haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemi-
Resmi belgelerle eylemli duruma ters düşen bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilerek hüküm kurulamayacağı, kapsam belirlenmesinde kaydın, güney hududunda orman oLduğu ve orman sınırlandırması yapılmadığı bildirildiğine göre bu sınırın değişebilir nitelikte olup genişletilmeye elverişli olduğundan kaydın miktarıyla geçerli olmasının gerekeceği-
20. HD. 24.06.2019 T. E: 2016/13491, K: 4403-
20. HD. 22.10.2019 T. E: 2018/4118, K: 6120-
Dosya kapsamından istihkak raporlarında çalışma yapıldığı belirtilen alan ile fiilen bakım çalışması yapılan alanın miktar olarak ve yapılan işin mahiyeti itibariyle örtüşmediği anlaşılmakta ise de davalının sorumlu olduğu orman bölmesinin genişliği, çalışma koşulları ve yapılan işin mahiyeti ile dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, hesaplanan tazminattan davalı yararına TBK mad. 51 ve 52 gereğince uygun miktarda hakkaniyet indirimi yapılmak üzere kararın bozulması gerektiği-
Kadastro tespitine itiraz ile tapu iptali ve tescil istemi- İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davalı vekilinin istinaf dilekçesinin, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Kanun’un 341/2 nci ve 352/1 inci maddeleri kapsamında reddine karar verilmesini müteakip 22.07.2021 tarihli ve 7251 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesi ile 3402 sayılı Kanun’a eklenen ek madde 6 hükmünün yürürlüğe girmiş olması karşısında, bu hükmün somut olaya uygulanıp uygulanamayacağı, buradan varılacak sonuca göre İlk Derece Mahkemesince verilen kararın miktar itibariyle kesin hüküm niteliğini haiz olup olmadığı- 

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.