Tescil ilâmına dayanılarak verilen tapunun dayanağı krokide, öl-çek yanlışlığı sonucu yüzölçümü miktarında hata olduğu öne sürüldü-ğünde, dayanak kroki fen memuruna incellettirilerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Harcırahsız tayin talebinde bulunup, tayin işlemi yapıldıktan sonra harcırah talebinde bulunulmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olacağı-
3402 sayılı Kadastro Kanunu, mülga 766 sayılı Tapulama Kanunu’nun kadastro mahkemelerince gerçek hak sahibinin araştırılıp belirlenmesine olanak sağlayan geniş kapsamlı 54 ncü maddesi paralelinde bir hüküm taşımadığı, bu hükme 3402 sayılı Yasa’nın 30. maddesinde daraltılarak yer verildiği-
Haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemi-
6831 sayılı Kanunun 11. maddesine göre 10 yıllık sürede açılan orman tahdidine itiraz (tapu iptali ve tescil) davası niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 14.06.2008 - 14.07.2008 tarihleri arasında ilân edilen ve 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi gereğince yapılan orman kadastrosu bulunmaktadır. Eldeki dava orman kadastrosuna itiraz mahiyetinde gerçek kişi tarafından yalnızca Orman Yönetimi hasım gösterilerek açılan tapu iptali ve tescil talebine-
İdarenin yasa ve yönetmelik hükümlerince yürütmekle yükümlü tutulduğu kamu hizmetinin tabii bir sonucu olarak kurulan ve idari bir nitelik taşıyan hak sahipliğinin tesbitine ilişkin işlemin yargısal tasarruf, bunun iptaline ilişkin davaya bakmaya ise idari yargının görevli bulunduğu-
Tanık beyanlarında davacının hem balık üretim çiftliğinde her türlü işi yaptığından bahsedilmiş hem de nakliye işlerini de davacının yaptığı belirtilmişse, davacının yaptığı işlerden hangisinin daha baskın olduğu (şoförlük veya üretim elemanı olarak çiftlik işleri) belirlenerek Mahkemenin görevini etkileyecek bu husus araştırılıp çıkan sonuca göre İş Mahkemesi görevli ise davaya devam edilmesi aksi halde görevsizlik kararı verilmesi gerektiği-
Ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ihya olarak kabul edilemeyeceği- Dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığının anlaşılması halinde keşif sırasında, mahallinde yaşlı, tarafsız yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan bölgede ikamet eden şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, aynı yöntemle gösterilecek taraf tanıkları, teknik bilirkişilerin huzurunda dinlenmesi, yerel bilirkişiler ve tanıklardan zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; dava tarihine kadar (gerçek kişiler) yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi; taşınmazın ilk maliki, intikali ve tasarrufu hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmesi, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığının belirlenmesi, bu yolda taşınmazın niteliğiyle ilgili ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması; teknik bilirkişiye keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmesi, taşınmazın eğimi klizimetre ile ölçülmesi yine topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınması gerektiği-
20. HD. 20.06.2019 T. E: 2016/13058, K: 4314-
Davalı kooperatifin merkezinin takip tarihi itibariyle Gölyaka'da bulunduğu, İİK'nun 50'nci maddesi yollaması ile HUMK'nun 17. (HMK'nun 14'ncü) maddesi uyarınca Gölyaka İcra Dairesi'nin yetkili olduğu, yetkili bu yer icra dairesinde başlatılmış bir takip bulunmadığı gerekçesiyle sonuca varılması gerekirken, aynı sonuca HMK'nun 6'ncı, BK'nun 73'ncü madde hükümlerine dayalı olarak icra dairesinin yetkisizliğinin saptanması suretiyle varılmasının doğru olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.