İdarenin yasa ve yönetmelik hükümlerince yürütmekle yükümlü tutulduğu kamu hizmetinin tabii bir sonucu olarak kurulan ve idari bir nitelik taşıyan hak sahipliğinin tesbitine ilişkin işlemin yargısal tasarruf, bunun iptaline ilişkin davaya bakmaya ise idari yargının görevli bulunduğu-
Tanık beyanlarında davacının hem balık üretim çiftliğinde her türlü işi yaptığından bahsedilmiş hem de nakliye işlerini de davacının yaptığı belirtilmişse, davacının yaptığı işlerden hangisinin daha baskın olduğu (şoförlük veya üretim elemanı olarak çiftlik işleri) belirlenerek Mahkemenin görevini etkileyecek bu husus araştırılıp çıkan sonuca göre İş Mahkemesi görevli ise davaya devam edilmesi aksi halde görevsizlik kararı verilmesi gerektiği-
Ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ihya olarak kabul edilemeyeceği- Dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığının anlaşılması halinde keşif sırasında, mahallinde yaşlı, tarafsız yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan bölgede ikamet eden şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, aynı yöntemle gösterilecek taraf tanıkları, teknik bilirkişilerin huzurunda dinlenmesi, yerel bilirkişiler ve tanıklardan zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; dava tarihine kadar (gerçek kişiler) yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi; taşınmazın ilk maliki, intikali ve tasarrufu hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmesi, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığının belirlenmesi, bu yolda taşınmazın niteliğiyle ilgili ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması; teknik bilirkişiye keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmesi, taşınmazın eğimi klizimetre ile ölçülmesi yine topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınması gerektiği-
20. HD. 20.06.2019 T. E: 2016/13058, K: 4314-
Davalı kooperatifin merkezinin takip tarihi itibariyle Gölyaka'da bulunduğu, İİK'nun 50'nci maddesi yollaması ile HUMK'nun 17. (HMK'nun 14'ncü) maddesi uyarınca Gölyaka İcra Dairesi'nin yetkili olduğu, yetkili bu yer icra dairesinde başlatılmış bir takip bulunmadığı gerekçesiyle sonuca varılması gerekirken, aynı sonuca HMK'nun 6'ncı, BK'nun 73'ncü madde hükümlerine dayalı olarak icra dairesinin yetkisizliğinin saptanması suretiyle varılmasının doğru olmadığı-
Taşınmazın orman sınırı içinde kalan bölümüne ait tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sicilinin tutulmasından dolayı uğranılan zararın Medeni Yasa’nın 1007. maddesi gereğince ödetilmesi istemine ilişkin davaların temyiz incelemesinin, “ayın uyuşmazlığını inceleyecek dairece” (Yargıtay 20.HD.)yapılacağı-
Orman içinde fiilen kullanılan ve taşınmazını genel yola bağlayan yollar bulunduğunu ileri sürmüş olan mutlak yol ihtiyacı içinde bulunan davacının genel yola bağlantısı sağlanarak bu ihtiyacının giderilmesi gerekli olduğundan mahallinde keşif yapılarak orman olan davalı taşınmaz içinde eylemli bir yolun bulunup bulunmadığı araştırılmalı ve eylemli bir yolun saptanması halinde davacının da herkes gibi bu yoldan yararlanma olanağı olacaktır; ancak bunun için öncelikle davacıya ait 850 sayılı parseli genel yola ulaştıracak eylemli yollar krokide işaretlenerek orman İşletme Müdürlüğüne gönderilmeli, davacının bu eylemli yollardan yararlanmasında sakınca olup olmadığı veya hangisinden yararlanabileceği sorularak sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Murisin veraset belgesinin alınmasının ve değerlendirme bakımından dosyaya sunulmasının gerekeceği, dava konusu taşınmaz satış, bağış veya terekenin paylaşımı sonucu davacıya kalmamış ise,davacının üçüncü kişiye karşı tek başına dava açma sıfat ve hukuki ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmesinin düşünülmesinin gerekeceği-
Taşınmazı davacının yaklaşık 60 yıldır nizasız fasılasız malik sıfatı ile zilyet olarak uhdesinde bulundurup ekip biçtiği, ev yapıp içerisinde yaşadığını ileri sürerek taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesi talep edilen davada çekişmeli taşınmaz üzerinde, davacı yararına zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmadığı-
Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tescili istemi- Usulî kazanılmış hak için kanunda açık hüküm bulunmamasının, onun kabul edilmemesini gerektirmeyeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.