Mera niteliğindeki taşınmazlar için oluşturulmuş tapu kaydı­nın iptalinde kamu yararının bulunduğunun kabulü gerekeceği ancak, adına oluşturulmuş bulunan tapu kaydı iptal edilerek elindeki taşınmazı alınan kişiye, tazminat niteliğinde bir bedel ödenmesi gerekeceği-
Davacı Hazine vekili, çekişmeli taşınmazın tarımsal amaçla kullanılmayan ham toprak vasıflı, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiasına dayanarak taşınmazın Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece öncelikle tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü'nden getirtilerek dosya arasına konulmalı, bundan sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile öncekilerden farklı bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
Geçidin ancak tapuda kayıtlı ve bir kamu hizmetine tahsis edilmeyen kamuya ait tapulu taşınmazlar üzerinden kurulabileceği, geçit kurulan yer kamu malı niteliğinde ise kamu yararı ile kişi yararının çatışması durumunda kamu yararına üstünlük tanınması gerekeceğinden bu nitelikteki bir yer üzerinden de geçit kurulamayacağı-
HMK mad. 331 ve Avukatlık Ücret Tarifesinin 7. maddesi uyarınca, davanın açılmış sayılması hallinde de yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiği-
Feragat beyanı konusunda karar verme yetkisinin görevli mahkemeye ait olduğu-
İhtiyati haciz kararına istinaden ihtiyati haciz uygulanması, genel anlamda bir takip işlemi olmayıp, niteliği itibariyle tedbir vasfında bulunduğundan, mahkemece icra dairesinin yetkisizliğine karar verilmesinin ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını gerektirmeyeceği-
Kesinleşen orman tahdidi içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle tescili, şerhin terkini ve el atmanın önlenmesi istemlerine-
3116 sayılı Kanun kapsamındaki orman tahdit çalışmalarına göre orman sınırları dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, kesinleşen orman tahdit haritasına dayalı tapu iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkin davada; bilirkişilerin rapor içeriğindeki ifadeleriyle Ek-5 numaralı krokide gösterilen tahdit hattı çeliştiğinden, söz konusu bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya uygun bulunmadığı- Dosyanın aynı bilirkişilere tevdii ile ek rapor aldırılarak bahsi geçen çelişkinin giderilmesi ve oluşacak sonuca göre hüküm kurulmasının gerektiği-
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir... Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümlerine göre yapılmış olup, taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı eski tarihli resmi belgeler üzerinde yapılacak inceleme ile belirlenecektir. Ne var ki, hükme esas alınan ormancı bilirkişi raporunda 1984 yılına ait hava fotoğrafının incelendiği belirtilmiş ancak hava fotoğrafı rapora eklenmemiş, başkaca eski tarihli hava fotoğrafı incelemesi de yapılmamıştır. Bundan ayrı, davalıların iktisaba elverişli zilyetliğinin denetlenmesi açısından kadastro tespitinden geriye doğru 15- 20- 25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları üzerinde de inceleme yapılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulması usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Mer’a, yaylak, harman yeri gibi kamu malları hakkında oluşturulan tapu kayıtlarının, o yerlerin kamu malı olma niteliğini ortadan kaldırmayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.