Açtığı babalık davası red edilenlerin, baba olduğu iddia olunan kimseye mirasçı olamayacakları, 2.2.1997 tarihli 1-1 sayılı içtihadı birleştirme kararından yararlanamayacakları-
Ödenmeyen kira bedelinin tahsili için yapılan takibe vaki itirazın iptali istemi-
Bozma kararına ilişkin bir gerekçeli karar bulunmadığından direnme kararlarını denetleyen Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenebilecek nitelikte teknik anlamda gerekçe içeren bir direnme kararının olmadığı- Yargıtayca bozulan karar (kararın hem hüküm fıkrası hem de gerekçesi) ortadan kalkacağından hukuki geçerliliğini yitirmiş olan direnme kararının Anayasa’nın ve Kanun’un aradığı anlamda gerekçe içerdiğinden söz edilemeyeceği- Bozma kararında yer verilen bozma gerekçesine karşı direnmenin gerekçesini de (gerekirse yeni bir hüküm oluşturmayacak şekilde yasal sınırlarda genişleterek) açıkça kaleme alarak kararda göstermesi gerektiği- Yasal düzenleme ve ilkeler gözetilerek anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte direnme kararı verilmek üzere kararın usulden bozulması gerektiği-
Hüküm kurulurken davacının gerek ziynetlerle ilgili aynen iade ve olmazsa bedel, gerekse araçlarla ilgili katılma alacağı isteği bakımından taraf delillerinin eksiksiz olarak toplanmasının, dava konusu araca ilişkin alım tarihi, ne şekilde edinildiğinin belirlenmesi bakımından trafik tescil belgesi ve alıma ilişkin tüm belgelerin getirtilmesinin, talebin niteliği bakımından toplanan tüm deliller iddia ve savunma doğrultusunda birlikte değerlendirilmesinin gerekeceği
HMK. mad. 310'a göre davadan feragatin hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği- HMK. mad. 311'de ise feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğunun belirtildiği- Karar kesinleşinceye kadar davadan feragatin mümkün olduğuna, mahkemece, bir karar verilip davadan el çekildikten sonra temyiz aşamasında davacı asil tarafından davadan feragat edildiğine ve bu aşamada feragat hakkında karar verme yetkisi yerel mahkemeye ait bulunduğuna göre, davacının davadan feragat beyanı hakkında bir karar verilmesi gerektiği- 
Yolsuz tescil hukuksal nedeniyle tapu iptali ve tescil istemiyle açılan davada yerel mahkemece Özel Dairenin bozma ilamına uyularak "protokol ve 26 adet senet için davacının ibra ettiği senetlerin karşılıksız kaldığının kararlaştırıldığı, yine protokol hükümlerine davalı vekili tarafından itiraz edilmediği, bu itibarla senetlerin davacıya işlem yapılmadan iade edilmesi gerektiği halde, iade edilmeyerek takibe konulduğu ve dava konusu payın bu nedenle ihalesi ile davalı şirkete satıldığı, ihalenin hükümsüz senetlere dayandığı, dolayısıyla tescilin yolsuz olduğu" belirtilerek verilen davanın kabulüne dair verilen üçüncü karar, Özel Dairece "ibranamenin aslının bulunmadığı, fotokopi belgeye dayanılarak davacının ibra edildiğinin kabul edilemeyeceği, bozma kararının sonradan ortaya çıkan duruma göre, maddi hataya dayalı olduğu ve davada dayanılan çekişme konusu taşınmazın sicil kaydının oluşumunun TMK'nın 1025. maddesinde öngörülen yolsuz tescile dayalı olduğunun söylenemeyeceği, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş, dahili davacılar vekilinin karar düzeltme talebinde bulunması üzerine Özel Dairece verilen karar ile HMK. mad. 125/1 , dava açıldıktan sonra davalının dava konusunu, bir başka şirkete sattığı, bu nedenle davacı tarafa seçimlik hakkının hatırlatılmasının gerektiği açıklanmak suretiyle Dairenin kararının kaldırılmasına ve hükmün bu yönden bozulmasına karar verilmiş olup, dahili davacılar vekilince karar düzeltme talep edilen üçüncü kararın, Özel Dairece önceki bozmayı ortadan kaldıracak nitelikte olmayıp, dava konusunun devri ve taraf değişikliğinin hatırlatılması yönünde olduğu ve bu durumda, yerel mahkemece verilen üçüncü kararın temyizen inceleme görevinin, Hukuk Genel Kurulu’na ait değil Özel Daireye ait olduğu-
Feragat beyanında bulunan tarafın, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edileceği- Davacıya duruşmadaki beyanı hatırlatılarak eski hale getirme bakımından isteğinin "davanın geri alınması" mı, "davadan feragat mi" olduğunun açıklattırılması sonuca göre yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden hüküm kurulması gerektiği-
Davacı mevduatının, davacının iradesi fesada uğratılarak Off-Shore Bank Ltd. hesabına gönderildiği iddiasına dayalı alacak istemi-
Taşınmazın kamulaştırılmasına karar verildiği dosyanın muhdesatın tespiti istemli dava açısından kesin hüküm ya da derdestlik oluşturmayacağı, mevcut kamulaştırma işlemi nedeniyle davacı tarafın muhdesatın tespitini istemekte hukuki yararının bulunduğu-
Evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmasının tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklandığından ve davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden boşanma isteğinin reddi gerekeceği- TMK 174/1 maddesi boşanma eki niteliğindeki maddi tazminat kapsamında yer almayan ziynet eşyaların karşılığı istenen maddi tazminat talebinin başvuru harcı yatırılmayıp daha sonra nispi harç yatırılması ile usule uygun dava haline gelmeyeceği-  Ziynetler konusunda usulüne uygun bir davası bulunmadığı halde, kabulüne karar verilen ziynetler nedeniyle davalı lehine vekalet ücreti takdirinin de usul ve yasaya aykırı olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.