Tüm ortakların hakları verilmeden tasfiye sona erdirilemeyeceği (1163 s. K. mad. 83)- Mahkemece, davacı yana uygun bir süre verilerek, tasfiye kurulu ile Ticaret Sicil Memurluğuna da husumet yöneltilmesi suretiyle kooperatifin tüzel kişiliğinin ihyası için dava açılmasının sağlanması ve dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, kooperatifin yeniden ihyası durumunda bu tüzel kişiliğin huzuru ile taraflar arasındaki tazminat davasının görülmesi gerektiği-
Temerrüt faizi alacağına tekrar temerrüt faizi yürütülemeyeceği-
Usulüne uygun olarak yapılmış olan kıymet takdirine itirazın mahkemece değerlendirilmeden usulden reddi sonrasında, satış dosyasında alınan mıymet takdir raporunda belirlenen muhamen bedel esas alınarak satış gerçekleştirilmiş olduğu- Takdir edilen kıymetin düşük olduğu ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürüldüğüne göre, makemece ihalenin feshi istemi sırasında kıymet takdrine itirazın değerendirilmesi gerektiği-
Muhtarlara verilen ödeneğin haczedilmez olduğunu belirleyen bir yasal düzenleme bulunmadığı-
Anayasa mahkemesinin iptal kararının geriye yürümeyeceği- 5841 sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde karara bağlanan tapu iptali, sicilden terkin isteğine ilişkin davada hak düşürücü sürenin değerlendirilmiş olması isabliyse de, iptal, kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemeyeceğinden ve henüz anlaşmazlık hali devam ediyorsa iptalin kapsamına gireceğinden, davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin kurulan kararın Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra isabetsiz olduğu-
8. HD. 09.02.2016 T. E: 1206, K: 2027-
Borçlunun şikayetinin derdest olup olmadığı ya da önceki kararın kesin hüküm teşkil edip etmediği değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece "satış ilanlarının", kendilerini vekille temsil ettirdikleri halde borçlu asillere gönderildiği ve bunun da tek başına ihalenin feshi nedeni olduğu gerekçesiyle verilen "şikayetin kabulüne ve ihalenin feshine" dair kararın ihale alıcısı tarafından temyiz edilmemesi ile, kendisi için ihalenin feshine ilişkin icra mahkemesi kararı şekli anlamda "kesin hükme" dönüşmüş olduğundan bu kararın özel dairenin bozmasından sonra ihale alıcısı lehine sonuç doğurmayacağı gibi, yerel mahkemenin direnme kararını da ihale alıcısının temyiz etme hakkı ortadan kalkmış olduğundan, ilk kararı temyiz etmeyerek kendisi için şekli anlamda kesin hükme dönüşen direnme kararını ihale alıcısının temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Olağanüstü kanun yolu olan ve öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozmanın amacının hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen kararların Yargıtay’ca incelenmesini, buna bağlı olarak da kanunların uygulanmasında ülke sathında birliğe ulaşmak, hakim veya mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkları toplum ve birey açısından hukuk yararına gidermek olduğu- Vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin şahsi hakka ilişkin olması nedeniyle bu hususta kanun yararına bozma talebinde bulunulamayacağı-
Davacıların haberdar oldukları ve katıldıkları belirtilen bir ihalede, ihalenin sonucuna göre 'gerçekleşen taşınmaz pay devrine yönelik önalım davası açmalarının', 4721 sayılı TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı değerlendirilerek davanın bu gerekçeyle reddine karar verilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.