Mahkemece, bir karar verilip, davadan el çekildikten sonra temyiz aşamasında davacı vekili tarafından davadan feragat edildiği ve bu aşamada feragat hakkında karar verme yetkisinin yerel mahkemeye ait bulunduğu-
Davadan feragatın, temyiz talebinden feragatı da kapsayacağı-
Davanın hak düşürücü süreden reddine dair ilk kararın Özel Dairece yargılama giderlerine hasren bozulması ve mahkemece anılan bozma kararına uyulması nedeniyle davalı yararına usulî kazanılmış hak oluşup oluşmadığı, burada varılacak sonuca göre 25.02.2009 tarihli ve 5841 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesiyle 21.06.1987 tarihli 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12. maddesinin üçüncü fıkrasına eklenen cümlenin ve 3. maddesiyle 3402 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 10. maddenin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline dair Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarihli ve 2009/31 E., 2011/77 K. sayılı kararının eldeki davaya uygulanıp uygulanamayacağı-
Davanın menfi tespit istemine ilişkin olduğu, davacının 02.03.2016 tarihinde mahkemeye feragat dilekçesi sunduğu, HMK 311. maddesi uyarınca feragatin kesin hükmün sonuçlarını doğuracağı, mahkemece feragat tarihinden sonra mahkemeye sunulan vekaletname uyarınca davalı yararına vekalet ücreti hükmedilmesinin doğru olmadığı-
8. HD. 16.06.2016 T. E: 2015/23645, K: 10600-
Boşanma davasında bir tarafın kusurlu bir davranışının varlığını gösteren bir kanıt mevcut olmadığı, boşanma kararının temyiz edilmeyerek kesinleştiği ve "kusur belirlemesi" yönünden taraflar için usulü kazanılmış hak doğurduğu-
Kıyı kenar çizgisi kapsamındaki yerlerin tapu kayıtlarının iptali ve tescil harici bırakılmasına yönelik davada dosya içerisinde mevcut tescil krokisinin ve buna bağlı olarak kesinleşen önceki hükmün eldeki davaya kesin hüküm oluşturduğunun kabul edilmesi için durumun yerinde keşif yapılarak belirlenmesinin zorunlu olduğu- Uyulan bozma ilamının taraf yararına usuli kazanılmış hak doğurduğu, mahkemece daha önceki bozma ilamları ile, Dairenin bozma ilamı kapsamı gözetilerek, tescil hükmüne esas olan krokinin verilecek keşif günü ile zemine uygulanması, bilirkişilerden gerekçeli denetime açık rapor alınması, dava konusu yerin tamamının veya bir kısmının kroki kapsamında kalıp kalmadığının saptanması, tescil krokisine ait dosyanın bulunduğu yerden getirtilerek keşif sırasında dosya kapsamı göz önünde bulundurularak değerlendirme yapılması, tescil krokisinin uygulanma kabiliyetinin olup olmadığı yönünde görüş istenmesi ve ondan sonra karar verilmesi gerekeceği-
E.tma olgusu haksız eylem oldu­ğundan devam ettiği müddetçe her zaman dava konusu yapı­labileceği-
Yetki belgesine dayanılarak açılan mirasçılık belgesi verilmesi istemli davada; davacı yanında her türlü delile başvurma yetkisi bulunan mahkemenin, gerekli araştırma ve soruşturmayı yaparak oluşan duruma göre karar vermesi gerekeceği-
Mahkemece, istemin reddine dair verilen kararın hüküm kısmının, HMK. mad. 297 kapsamında yasal gerekçeyi içermediği anlaşıldığından, kararın bozulması gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.