7. HD. 12.10.2021 T. E: 3485, K: 1797-
Tapusuz taşınmaz malın zilyedi tarafından tapu dışı satışı ve alıcıya teslimi, yasaya göre hükümsüz olduğundan satıcının bu taşınmaz malı geri almağa yetkisinin olduğu-
Tapulu taşınmazda yapılmakta olan apartmanın bir dairesinin değil daha önce yapılmış apartmanın çekişmeli dairesinin satıldığını dosya kapsamı ve toplanan delillerden anlaşıldığına, olayda 30.9.1988 gün 2/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama olanağı bulunmadığına ve tapulu taşınmazın harici satışı geçersiz olduğuna göre, davanın reddinin gerektiği-
Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında, davacının kadastral parselde mülkiyetten kaynaklanan hakkının olmadığı dosya içeriği ile sabit olup, sadece parsel üzerinde bulunan kendisine ait yapılardan doğan hakkı bulunup, davalıların-karşı davacıların- mülkiyetten kaynaklanan hakları gözetilerek davalı istemleri olan elatma, yıkım ve ecrimisil istekleri bakımından bir karar verilmesi gerekirken bu hususlarda istemin reddinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Davacı-karşı davalının temliken tescil ve terditli sebepsiz zenginleşme nedeniyle açtığı alacak davasına, davalı-karşı davacının meni müdahale ve ecrimisil talebinde bulunduğu; bozma kararı ardından, mahkemenin verdiği yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığı kararının, yargıda açıklık ve netlik prensibinin ihlali niteliğinde olduğu-
Dava konusu senet hakkında çift taraflı talil olduğunda ispat külfetinin davacıda olacağı, ispat külfetinin davalıya yüklenmesinin isabetsiz olacağı-
Ödediği bedel kendisine verilmeyen tarafın, parası iade edilinceye karar yararlandığı ürünleri tazmin etmek ve ecrimisil ödemekle yükümlü olmayacağı-
Yargılamanın iadesi sebeplerinin hangisinin esas alındığı ve süreye ilişkin hangi bendin uygulandığı yeterince açıklanmadan 3 aylık süre geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektiği-
Dava konusu taşınmazların bulunduğu Tekir yaylasının sadece bölge halkı tarafından bilinen bir yer değil, herkesin bildiği, tanıdığı, yurt genelinde maruf olan bir yer olduğu, öncesi kadim, maruf ve meşhur bir yayla iken, sonradan yaygın bir yapılaşmaya sahne olduğu, Çukurova’ya nazaran daha serin olmasından ötürü niteliğinin değiştirilerek yazlık yapı olarak kullanılmasının taşınmazın yayla olma özelliğini kaybettirmeyeceği-
Ölü kişi adına tespite karar verilemeyeceği gibi dava tarihinde ölü bulunan kişiye karşı dava da açılamayacağı, ölü kişi adına tespite ilişkin 3402 Kadastro Kanunu’nun 30. maddesi hükmünün genel mahkemelerde uygulama yerinin de bulunmadığı, davacının ölümünden sonra mirasçılık belgesinde adları geçen mirasçıları vekaletname vermek suretiyle davada taraf durumunu aldıklarına göre, davacı H. Dalgıç mirasçıları adına mirasçılık belgesinde yazılı miras payları oranında tapuya tescile karar verilmesi gerekirken kanuna aykırı, şüphe ve tereddüt uyandıracak şekilde H. Dalgıç adına tesciline şeklinde hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.