Şikayetçi borçlu adına çıkartılan tebligatta adresin adres kayıt sisteminde kayıtlı yerleşim yeri adresi olduğuna dair meşruhat bulunmadığının, örnek 7 ödeme emrinin borçluya A. Mah. E. Bitlis Bulvarı Akay Sit. A Blok Kat 8 Daire 15 Melikgazi/Kayseri adresinde Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre tebliğ edildiğinin, ancak tebliğ evrakında muhtarın imzasının bulunmadığının görüldüğü, bu nedenle anılan tebliğ işleminin 7201 Sayılı Kanunun 21. maddesine aykırı olduğundan usulsüz olduğu-
Davacının mernis kayıtlarına göre ikamet ettiği adresin olduğu bilinerek, daha öncesinde ise kayıtlı olduğu başka bir adresin olduğu ve Kuruma intikal eden işe giriş bildirgelerine göre de Kurum tarafından davacının adresinin bilinen adresi olmasına rağmen, davacının anne-babasının ikamet ettiği farklı bir adreste, “birlikte sakin babasına” şerhi ile yapılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu ve öğrenme tarihinden bir gün sonra açılan işbu davanın süresinde olduğu-
Mahkemece borçluya satış ilanı tebliğinin yapıldığı tarih itibariyle borçlunun tebligat adresinin adres kayıt sistemindeki adresi olup olmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Kesin yetki kuralının söz konusu olmadığı hallerde mahkemelerin yetkisine yönelik itirazlar, ilk itirazlardan olup, bu hususun mahkemece öncelikle ve esasa girilmeden ön sorunlar gibi incelenip karara bağlanacağı-
Tebligat mazbatasındaki adresin “adres kayıt sistemi”nde gösterilen adres ile aynı olup olmadığı belirtilmediğinden, tebliğ işleminin Tebligat Kanun'unun 21/2. maddesinde belirtilen usule uygun olduğunun düşünülemeyeceği- Tebligat parçasında tahkik beyanı alınan komşunun imzası ya da imzadan imtinaya ilişkin bir kayıt bulunmaması halinde, davalıya yapılan tebligat işleminin Tebligat Kanun'unun 21. maddesinde belirtilen usule uygun aykırı yapılmış olacağı- Tebligatın usulsüz olması halinde, davalının hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilmiş olacağı-
Adres Kayıt Sistemi Yönetmeliğinin 13/1.maddesine göre adres beyan formundaki bildirimlerin aksi sabit oluncaya kadar geçerli olacağı-
Mahkemece, tebliği çıkaran mercice, tebliğ evrakı üzerine tebligat çıkarılan adresin, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna dair kayıt düşülmeden, yapılan tebligatların usulsüz olduğu nazara alınarak, Tebliğat Kanunu 32. maddesi hükmü de gözetilerek iddia edilen öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne karar verilmesi yerine, şikayetin reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Dava, 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir...
Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme eşlerden birinin yerleşim yeri ya da davadan önce son altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesi olduğundan; tarafların evlilik birliğinin devamı süresince oturdukları yer ile dosyaya sunulan ikametgah belgesi uyarınca da davacının dava tarihi itibarıyla yerleşim yerinin aynı olduğu anlaşılmış olup, gerçekleşen bu durum karşısında; mahkemece süresinde yapılan yetki itirazının kabulü ile yetkisizlik kararının verilmesi gerektiği- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen almak zorunda olduğundan; tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
5 günlük ödeme emrine itiraz süresinin son gününün resmi tatil olan Kurban B.ı tatiline denk gelmesi halinde, sürenin, tatili takip eden ilk iş gününe kadar uzayacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.