Haricen tahsil olunan para icra müdürlüğünce tahsil edilmediğinden, alacaklının cezaevi harcı ödemesine gerek olmadığı-
Genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davacıdan, kredi sözleşmesinin teminatı olarak alınan 500.000,00 TL ve 5.000.000,00 TL bedelli iki bono iki ayrı icra takibine konu edilmiş olup, davacı-borçlunun bu takiplerde şahsi malvarlığı (tüm malvarlığı) ile sorumlu olduğu- Sevhen senet miktarı üzerinden icra takibi açan davalı bankanın, aynı alacak için alacak miktarını aşar şekilde her iki bonoya dayalı takip başlatmasında hukuki yararı olmadığından, davacının davasının kabulü ile davalıya 500.000,00 TL borçlu olmadığının tespiti yönünde kurulan hüküm isabetli olduğu- Hangi takip dosyasından ne miktarda borçlu olunmadığı açıklanmadığından hükmün ne şekilde infaz edileceğinin belli olmadığı- Mahkemece infazda tereddüt ve çelişki oluşmaması için esası daha yüksek olan icra takip dosyasından dolayı davacının davalıya 500.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiği-
Bir alacaklı tarafından "kayıt kabul davası" açılmış olması halinde, borçlu-müflisin ya ‘kayıt kabul davasının sonucunun bekleyip, o davada kesinleşecek alacak miktarını karşılamak suretiyle’ ya da ‘kayıt kabul davasının sonucunu beklemeden, o davadaki alacak miktarını karşılayacak teminat göstermek suretiyle’ iflâsın kaldırılmasını isteyebileceği–
Alacağına mahsuben ipotekli taşınmazı satın alan İş Bankasının ‘vekalet harcı’ ile ‘başvurma harcı’ndan muaf olmadığı–
Tahsil harcının, haciz konulan borçlunun taşınmazının satış bedeli üzerinden alınması gerekeceği, mahkemece duruşma açılarak tarafların beyanları alınarak haricen tahsile esas alınan icra dosya alacaklısına satılan taşınmazın satış işleminde satış bedeli belirlenerek bakiye dosya borcu ile satın alınan taşınmazdan hangisinin değeri daha az ise tahsil harcının o miktar üzerinden alınması gerektiği düşünülerek sonuca gidilmesi gerekeceği-
5411 s. Bankacılık Kanunu'nun 140. maddesinde yer alan vergi (resim ve harç) muafiyetinin, 26.12.2003 tarihinden önce kredi kullanıp da vadesi geçtiği halde henüz ödenmemiş alacaklarının tahsiline ilişkin olarak yapılacak icra takiplerinde uygulanabileceği-
Alacağına mahsuben borçluya ait taşınmazı ihalede satın almış olan bankanın, katma değer vergisi ve damga vergisinden sorumlu olmadığı-
İlk ödeme emri tebliğinden itibaren yasal süre içinde icra mahkemesine itiraz edilmemiş olması durumunda,ikinci ödeme emri borçluya yeni bir itiraz hakkı vereceğinden süresi içinde borçlu takibe itirazını ileri sürebileceğinden, itirazın “süre yönünden” reddinin uygun olmayacağı-
BK. 101 (şimdi; TBK. mad. 117) uyarınca «kesin vâdeli sözleşmeler»de, temerrüt tarihinin, «banka tarafından tüketiciye gönderilen son hesap tarihinde belirtilen tarih» olduğu, ancak kredi kartı borçlarının, BK’nun 101/II’de (şimdi; TBK. mad. 117/2) öngörülen «miktarı önceden belli olan kesin vâdeli borç» niteliğinde olmadığı, bu nedenle, kredi karşı borçlarında temerrüt tarihi bakımından anılan maddenin uygulama alanı bulmadığı–
Takibin borçlu şirkete yöneltilmesinin maddi hatadan kaynaklanıp kaynaklanmadığı araştırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.