Davacının, mülkiyeti idareye ait, kira sözleşmesi ile kendisine kiralananları, kiralayanın, Belediye Encümen kararı ile yıkmaya kalkışmak suretiyle çekişme yarattığını ileri sürerek bu çekişmenin giderilmesini istediği, taraflar arasında kiracı-kiralayan özel hukuk ilişkisinin bulunduğu, uyuşmazlığın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu-
Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında, davacının kadastral parselde mülkiyetten kaynaklanan hakkının olmadığı dosya içeriği ile sabit olup, sadece parsel üzerinde bulunan kendisine ait yapılardan doğan hakkı bulunup, davalıların-karşı davacıların- mülkiyetten kaynaklanan hakları gözetilerek davalı istemleri olan elatma, yıkım ve ecrimisil istekleri bakımından bir karar verilmesi gerekirken bu hususlarda istemin reddinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Bir kimsenin, kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşaa etmiş imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamayacağı-
Harita mühendisi tarafından ibraz edilen bilirkişi raporunda, çekişme konusu taşınmazlarda kadastro paftası ile zemin arasında uyumsuzluklar bulunduğu, yapılan ifraz işlemi sırasında parsellerin yüzölçümlerinin ne şekilde hesaplandığının tespit edilemediği, bu nedenle eldeki davada yıkım isteği bulunduğu ve pafta çap uyumsuzluğunun giderilerek bir hüküm kurulmasının gerekeceği-
İdari para cezası ve işgaliye bedeli isteminin haksız olduğunun tespitine-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil istekleri-
«Apartmanın ortak yerlerine yapılan meskenin yıkımına» ilişkin ilamın infazı için ilamda «kesinleşmeden itibaren 60 günlük süre» verilmiş olduğuna göre, takip tarihine kadar ilam hükmünü yerine getirmemesi halinde borçluya yeniden 60 günlük süre verilemeyeceği, süreye uygun davranmanın borçlunun yükümlülüğünde olduğu–
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkin davada davalının ana taşınmaz ve üzerindeki yapılarda mülkiyet veya kişisel bir hakkı bulunmadığına göre, aleyhinde açılan davanın sulh hukuk mahkemesinde çözüme kavuşturulamayacağı- Daha önce mahkemenin görevsizliğine ilişkin kurulan hükmün temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olmasının da sonuca etkili olmadığı-
Bir şeye malik olan kimsenin, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahip olacağı- Maliğin malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız el atmanın önlenmesini de dava edebileceği- Doğrudan mülkiyet hakkını, ilgilendiren eldeki el atmanın önlenmesi ve yıkım istekli dava hakkının, mutlak olarak mülkiyet hakkı sahibine ait olduğuna göre, öncelikle davacının 24 parsel sayılı taşınmazda mülkiyet hakkının saptanması, davada taraf sıfatının belirlenmesi sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
23. HD. 30.06.2016 T. E: 2015/3202, K: 4058-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.