Taşınmazın satılmasından elde edilen miktar, alacaklının alacağının tamamını karşılamaya yetmezse, alacaklının, alacağın karşılanmayan kısmı için, borçtan kişisel olarak sorumlu olmayan malike başvuramayacağı, somut olayda ipotekli taşınmaz paraya çevrilip, bedeli banka tarafından tahsil edildiğine göre davacının sorumluğunun son bulduğu, davacının sorumluluğu bu suretle son bulduğuna ve taraflar arasındaki sözleşme tarafların ortak iradesine uygun olarak yürürlüğe konulmadığına göre, davalı bankanın tahsil ettiği ................. TL’yi iade etmesi gerektiği açık olup, davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Davalının taşınmazı üzerinde davacı lehihe tanınan ipotek dava dışı anılan şirketin doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olarak verilmiş davalının kendi kefaletinin teminatı olarak verilmediğinden, mahkemece davalının kefaletinin geçerli olacağı-
Alacağın tüketici kredisinden kaynaklanması halinde borçlunun temerrüde düşüp düşmediği alacağın muaccel olup olmadığı ne kadar miktarının tahsil edilebilir olduğu faiz miktar ve oranlarının tespiti Tüketici Yasası koşullarında yargılama yapılmasını gerektireceğinden İİK'nun 68/b ve 150/ı maddelerinin tüketici kredilerinde uygulama olanağı bulmayacağı-
Prim alacaklısı SSK.nun, ihalenin feshini isteme hakkına sahip olmadığı–
Satış isteyerek satış avansı yatırdığı anlaşılan şikayetçinin haczinin ayakta olduğu ve ilk sırada yer alması gerektiği-
Noter aracılığı ile gönderilen hesap özetine borçluların sekiz günlük süre içinde itiraz etmedikleri anlaşıldığından, ihtarnamedeki yazılı asıl alacak miktarı kesinleşmiş olup, borçluların kesinleşen miktara itiraz edemeyecekleri, ancak, ihtarnamenin düzenlenme tarihinden temerrüt tarihine kadar talep edilen akdi faize ve temerrüt tarihinden takip tarihine kadar talep edilen temerrüt faizine itiraz haklarının olduğu- Mahkemece, itiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesindeki miktar esas alınarak akdi faiz ve temerrüt faizi hesaplanıp, alacaklının da kabulünde olan 40.000,00 TL'lik ödeme, İİK'nun 33. maddesi kapsamında değerlendirilerek mahsup edilmeli, ihtarname ile tebliğ edilmediğinden kesinleşmemiş olan 33.780,00 TL'lik alacak yönünden de değerlendirme yapılarak, takip tarihi itibariyle alacak miktarı bu şekilde belirlendikten sonra talep edilen fazla alacak miktarı varsa, bu kısım yönünden takibin iptaline, aksi halde şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Ayrıca «müteselsil borçlu» ya da «müteselsil kefil» durumunda olmadıkça borçtan şahsen sorumlu olmayan ipotek borçlularına ihbarda bulunulmadan haklarında takip yapılamayacağı-
(01.07.2012 tarihinden önce düzenlenen) ipotek senedinde yer alan kefalet kaydının geçerli olduğu- İtirazın iptali davasında, takip tarihi itibariyle davacının alacaklı olduğu miktar ve kefalet limiti gözetilerek bir karar verilmesi gerektiği-
«İpotek veren üçüncü kişi» ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğundan, ipotek veren üçüncü kişi hakkında takip yapılmadan (ona ödeme emri gönderilmeden), sadece «asıl borçlu» hakkında takip yapılıp ödeme emri gönderilemeyeceği, bu durumda ipotek veren yönünden MK’nun 887. maddesine göre alacaklıya «üçüncü kişiye ihbarda bulunup borç muaccel hale getirildikten sonra üçüncü kişi hakkında yeniden takip yapması ve daha sonra bu dosya ile birleştirilmesi» konusunda mehil verilmesi gerekeceği—
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.