Tedbir kararı dikkate alındığında, rehinle temin edilmiş alacaklar yönünden rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatılıp, başlamış olan takiplere de devam edilmesine engel bir hükmün bulunmadığı, asıl ve birleşen dosya davacıları hakkında ipoteğe dayalı takip yapılmasında herhangi bir isabetsizlik görülmediği, konkordato tasdiki dosyasındaki bilirkişi raporunda davalı banka alacağının adi alacak olarak geçtiğini belirtilmiş ise de, takibe dayanak ipotek resmi senet içerikleri gözetildiğinde, takibe konu alacağın rehinle temin edildiği açık olduğu gibi, bu hususun icra mahkemesince değerlendirilemeyeceği toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, kararın usul ve yasaya uygun olduğu-
Dava konusu taşınmazın, davalı borçlunun ipotek borcu nedeniyle yapılan takip sonucunda dava dışı üçüncü kişiye satılmış olması halinde, mahkemece verilmiş olan tasarrufun iptaline ilişkin ilamın infaz kabiliyetinin kalmamış olacağı ve bu durumda İİK. 283/II kapsamında değerlendirme yapılması gerekeceği–
Davalı ile diğer davalının komşu oldukları, diğer davalı üzerine taşınmaz devir edildikten sonra bu taşınmazda davalının oturmaya devam ettiği, diğer davalının cevap dilekçesinde belirttiği üzere taşınmazı almak için borç almış olduğu evinde ihtiyacı olan davalıyı kiracılık ilişkisi ile oturttuğu iddiasının İİK'nun 280. maddesine göre bir satış olduğunu desteklediği, o halde tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İİK.mad. 191/1 uyarınca iflasın açılması ile borçlunun malvarlığı üzerinde tasarruf yetkisini kaybettiği ve dolayısıyla malvarlığına dahil değerler üzerindeki hukuki işlemlerinin iflas alacaklılarına karşı geçersiz olduğu- Davacının İİK. mad. 254 kapsamında verilen iflas kapatma kararının ilan edildiği, BK.nun 66. maddesinde öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresinin bu tarih itibarıyla başlaması gerektiği, zamanaşımı süresi dolmadan davanın açılmış olduğu,davacı yanca iflas tasfiyesinin devamı sırasında alacaklı ile yapmış olduğu protokol kapsamında alacaklıya ve vekiline yaptığı ödemelerin İİK. mad. 191 gereği iflas alacaklılarına karşı hükümsüz bulunduğu, müflis borçlunun yasada öngörülen geçersizliğe dayanılarak iade talebinde bulunamayacağı, borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğundan ve bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumayacağından davanın reddi gerektiği-
Üst sınır ipoteğine dayalı takibe itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali davasında, ipotek limitini aşmamak üzere itirazın iptaline karar verilmesi gerekeceği–
Katma Değer Vergisi Kanunu'nun "Sosyal ve Askeri Amaçlı İstisnalarla Diğer İstisnalar" başlıklı 17. maddesi kapsamına giren alacaklı bankanın alacağına karşılık borçluya ait taşınmazı cebri icra yolu ile aldığı takdirde Katma Değer Vergisi'nden müstesna olduğu (KDV. K. mad. 17/r)
İİK mad. 140 uyarınca; satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapacağı- Sıra cetvelini düzenleme yetkisi ilk haczi koyan icra dairesine ait olduğu, haczin talimatla uygulanması halinde ise sıra cetvelinin esas icra dairesince düzenlenmesi gerektiği-
Kredi sözleşmesinde belirtilen yabancı para alacağının Türk parası karşılığının «takip talebinde» gösterilmemiş olmasının, İİK’nun 58/3. maddesine aykırı olacağını, kamu düzeniyle ilgili bu durumun re’sen (doğrudan doğru-ya) gözetilmesi gerekeceği—
Borçlunun bildirilen ve bilinen adreslerinin tamamına T.K.'nun 10/1.maddesi uyarınca normal tebligat çıkarılarak icra emrinin borçluya tebliğ edilmesi, bildirilen tüm adreslere çıkarılacak tebligatların bila tebliğ dönmesi halinde ise aynı Kanun'un 10/2.maddesi yollamasıyla T.K.'nun 21/2.maddesine uygun olarak tebligat çıkarılması gerektiği-
Takibe konu ipotek, bireysel finansman kredisi alacağının teminatı olarak düzenlenmiş olup, bireysel finansman kredisi bir tür tüketici kredisi olmakla ipotek alacağının varlığı, miktarı ve muaccel olup olmadığı Tüketici Kanununa tabi olduğundan ipoteğe dayalı olarak ilamlı takip yapılamayacağı, ancak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapılması ve borçluya İİK'nun 149/b maddesi uyarınca ödeme emri tebliğ edilmesine engel bir durumun olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.