İİK mad. 140 uyarınca; satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapacağı- Sıra cetvelini düzenleme yetkisi ilk haczi koyan icra dairesine ait olduğu, haczin talimatla uygulanması halinde ise sıra cetvelinin esas icra dairesince düzenlenmesi gerektiği-
Kredi sözleşmesinde belirtilen yabancı para alacağının Türk parası karşılığının «takip talebinde» gösterilmemiş olmasının, İİK’nun 58/3. maddesine aykırı olacağını, kamu düzeniyle ilgili bu durumun re’sen (doğrudan doğru-ya) gözetilmesi gerekeceği—
Borçlunun bildirilen ve bilinen adreslerinin tamamına T.K.'nun 10/1.maddesi uyarınca normal tebligat çıkarılarak icra emrinin borçluya tebliğ edilmesi, bildirilen tüm adreslere çıkarılacak tebligatların bila tebliğ dönmesi halinde ise aynı Kanun'un 10/2.maddesi yollamasıyla T.K.'nun 21/2.maddesine uygun olarak tebligat çıkarılması gerektiği-
Takibe konu ipotek, bireysel finansman kredisi alacağının teminatı olarak düzenlenmiş olup, bireysel finansman kredisi bir tür tüketici kredisi olmakla ipotek alacağının varlığı, miktarı ve muaccel olup olmadığı Tüketici Kanununa tabi olduğundan ipoteğe dayalı olarak ilamlı takip yapılamayacağı, ancak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapılması ve borçluya İİK'nun 149/b maddesi uyarınca ödeme emri tebliğ edilmesine engel bir durumun olmadığı-
İnançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkin davada, davacı tanığı olarak dinlenilen dava konusu taşınmazın yer aldığı apartmanda kapıcı olarak görev yapan kişinin dava konusu taşınmazın tüm masraflarının ve aidatlarının davacı tarafından ödendiği, davalıları tanımadığı gibi ev sahibi olarak ödemeleri kendilerinin yapacağını da bildirmedikleri ve taşınmaz konusunda muhatabının halen davacı olduğu yönündeki beyanları, varlığı ispatlanan inançlı işlemin tarafı olan davalının bankadan çekmiş olduğu kredide davalının kardeşinin davalı lehine kefil olduğu gözetildiğinde, son kayıt malikinin durumu bilen ve bilmesi gereken kişi konumunda olduğu-
«Takibin mükerrer olduğu»ndan bahisle yapılan itirazın reddi halinde, borçlu aleyhine inkâr tazminatına hükmedilemeyeceği—
Kural olarak, alacağı rehinle temin edilen bir kimsenin “rehni veren” hakkında doğrudan doğruya genel haciz yolu ile takibe geçemeyeceği ve rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tâbi şahıslardan olsa bile, alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği, bu düzenleme asıl borçlu içn getirilmiş olup, kefiller hakkında uygulanmayacağı-
19. HD. 19.01.2017 T. E: 2016/10303, K: 256-
Bir tek alacak için birden fazla taşınmaz üzerinde her biri alacağın tamamına teminat (güvence) teşkil etmek üzere rehin yükü taşınmazlar arasında paylaşılmadan kurulan rehine toplu rehin, kollektif rehin, müşterek rehin veya birlikte rehin denileceği ve bu rehinin amacının, tek bir alacağın tamamının, birden fazla taşınmaz ile tahsil edilmesi olduğu- Somut olayda, dava konusu taşınmazlar üzerinde kurulu ipoteklerin; toplu ipotek olması nedeniyle, alacaklı tarafından tüm taşınmazlar hakkında takip yapılması gerektiği-
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte, takibe konu taşınmazın ihale edilmesi ve ihalenin ihalenin feshi davası açan borçlunun davadan feragati neticesinde kesinleştiği, ihale kesinleşmekle artık dosya infaz edildiğinden süreye bağlı olmayan şikayetlerin de bu aşamadan sonra dinlenemeyeceği- İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte hesap kat ihtarnamesinin usulsüz tebliği nedeniyle icra emrinin iptaline ilişkin şikayetin reddi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.