Mahkemece, bilirkişi raporunda Devlet bankalarının takip konusu yabancı paraya fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranları esas alınarak yapılan hesaplamaya itibar edilerek sonuca gidilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddi yönünde hüküm tesis edilmesi ve istinaf başvurusunun da Bölge Adliye Mahkemesi’nce esastan reddedilmesinin isabetsiz olduğu-
İcra mahkemesince borçlunun tazminatla sorumlu tutulması doğru ise de, tazminata, yabancı para alacağının takip tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığı belirlenerek hükmedilmesi gerekirken yabancı para (USD) esas alınmak suretiyle tazminata karar verilmesi isabetsiz olup; hükmün bu nedenle bozulması gerekmekle beraber, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Taraflar arasında düzenlenen 18.10.2004 tarihli sözleşmenin, fatura içeriğinin kesinleşmesi ve faturanın taraf defterlerine kaydedilmiş olması nedenleriyle değiştiğinin kabulü ile davalı şirket tarafından düzenlenen 8.4.2005 tarihli fatura içeriğindeki gibi 3016 müşteri ve 25 Euro kişi başı ücretten hesaplama yapılarak; davacı tarafın ödediği belirlenen avanstan davalı şirketçe ödenen miktar düşülmek suretiyle sonucuna göre bir karar vermek ve varsa davacının alacağının tahsiline hükmedilmesinin gerekeceği-
Bölge Adliye Mahkemesince her ne kadar EURO cinsinden takip edilen alacakla ilgili olarak harca esas değerin takip talebinde ve ödeme emrinde gösterilmediği belirtilerek ödeme emrinin iptaline karar verilmiş ise de takip talebinde yabancı para alacağının TL karşılığının belirtilmediği anlaşılmakta olup bu durumun re'sen dikkate alınacak bir husus olduğu gözetilerek takibin iptaline karar verilmesi yerine ödeme emrinin iptali yönünde yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Varlığı belli koşullara bağlanmış olan alacak kayıtsız şartsız borç ikrarı olmadığından, uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektirdiği-
Takip talepnamesinde yabancı para alacağının TL.karşılığı gösterilmediğinden anılan durum İİK.nun 58.maddesine aykırı olduğundan mercice TL. karşılığı gösterilmeyen yabancı para alacağı kısmı için takibin iptaline karar verilmesinin gerekeceği-
«Takip talebi»nde, takip konusu yabancı para alacağının Türk parası karşılığı gösterilmiş olmasına rağmen, «ödeme emri»nde aynı hususun yerine getirilmemiş olması halinde -«takibin iptaline değil- «ödeme emrinin iptaline» karar verilmesi gerekeceği—
Davacıların murisi tarafından davalılara yapılan ödemelerin karşılığı olarak davalı şirketin ½ payının davacılar adına pay defterine kaydedilmesi, aksi halde bu amaçla ödenen paranın davalılardan tahsili istemi- Taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı olarak ödenen paranın iadesi talep olunduğundan ve dava tarihinden önce davalı taraf temerrüde düşürülmediğinden, alacağa dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinde bir isabetsizlik olmadığı- Davacıların murisi tarafından yapılan ödemeler tespit edilirken banka hesap ekstreleri dışında bir takım fotokopi makbuz, fatura ve belgeler de dikkate alınmış olup bu belgeler davalı tarafça kabul edilmediğinden, mahkemece, davacı tarafa banka ekstreleri dışındaki fotokopi belgelerin asıllarının sunulması için süre verilmesi, belge asılları sunulursa yapılan ödemelerin tespitinde bu belgelerin dikkate alınması, aksi halde ise bu belgelerde yazılı ödemelerden davalıların sorumlu tutulamayacaklarının gözetilmesi gerektiği- Gerçek şahıs davalılara yapılan bir ödeme varsa, ödeme yapılan bu şahısların yapılan ödemeler tutarınca sorumluluklarına karar verilmesi gerektiği- 818 sayılı BK. mad. 83 uyarınca da, yabancı para borcunun ödenmemesi halinde alacaklının, bu borcun vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebilmesinin mümkün olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.