Sigorta olayının iş kazası sayılabilmesi için sigorta olayına maruz kalan kişinin Sosyal Sigortalar Kanununun 2. maddesi anlamında sigortalı olması ve sigorta olayının maddede sayılı ve sınırlı olarak belirtilen hal ve durumlardan birinde meydana gelmesi koşullarının birlikte gerçekleşmesinin zorunlu olacağı-
2. HD. 19.10.2021 T. E: 4837, K: 7304-
Mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü, hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunduğu göz önüne alınarak, davacının çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmadığı hayatın olağan akışına ters olduğundan, davacının beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Vekil ile sözleşme yapan kişi Medeni Kanunun 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşmenin geçerli olduğu ve vekil edeni bağlayacağı, vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu hususun vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalacağı, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamayacağı, ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmamasının, Medeni Kanun'un 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmesi gerekeceği, söz konusu yasa maddesinin buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulmasının zorunlu olduğu, aksine düşüncenin kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olacağı, oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyetin korunmadığı, daima mahkum edildiği, nitekim uygulama ve bilimsel görüşlerin bu yönde geliştiği ve kararlılık kazandığı-
İstinaf başvurunun esastan reddine karar verildiğinde, İlk Derece Mahkemesinin hükmüne müdahale anlamına gelecek herhangi bir ekleme yahut düzeltme yapılmasına imkân bulunmadığı- İlk Derece Mahkemesi hükmü ortadan kaldırılmadan mevcut kararın hüküm fıkrasında düzeltme yapılmasının kanun hükümlerine açıkça aykırı görüldüğünden kararın bu sebeple bozulması gerektiği-
Edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi sebebiyle açılan alacak davalarında kural olarak mal rejiminin sona erdiği anda (boşanma dava tarihinde) mevcut bulunan edinilmiş mallar tasfiye anındaki değerleri gözetilerek tasfiye yapılmakta olup, mal rejiminin sona erdiği sırada bulunmayan, evlilik sırasında edinilmiş olmakla birlikte boşanma davası açılmadan önce elden çıkartılan mal varlığı değerlerinin de istisnai olarak devredildikleri tarih dikkate alınarak tasfiyeye katılma imkanı olacağı; ancak mal rejimi sona erdiği (boşanma dava tarihinde) sırada mevcut bulunmayan mal veya değerler bakımından tasfiye yapılamayacağı-
Alacak davası-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Tazminat davası-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.