İtirazın iptali davasında, dava takip borçlusuna karşı açıldığından HMK. nın 124. maddenin uygulanma imkanı bulunmadığı, davacı vekili takibe alacak davası olarak devam edileceğini bildirdiğinden itirazın iptali davasının alacak davasına dönüştürülmesi mümkün bulunduğu ve artık HMK'nın 124. maddesi işlerlik kazandığı-
Abonelik sözleşmesinde kayıp kaçak bedeline ilişkin maddelerin haksız şart olduğunun tespiti ile iptali, haksız tahsil edilen bedelin iadesi istemiyle açılan davada verilecek hükmün bir faturaya mahsus olmayacağı gibi ileriye dönük art etkisi doğuracağından ve kayıp-kaçak vs. bedellerinin alınması sebebiyle dosyada tek bir abone uyuşmazlığı yargıya taşınmış olmasına karşın, ortada tüm aboneleri ilgilendiren toplu bir uyuşmazlığın bulunması nedeniyle, davanın "belirsiz alacak" davası değil, muarazanın men’i (çekişmenin giderilmesi) niteliğinde olduğu ve bu durumda, davanın müddeabihinin tüketici hakem heyetinin sınırı dâhilinde kaldığından bahsedilemeyeceği ve davanın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği-
İstanbul ili 5.5.1998 tarihli sözleşme kapsamı içine alınmamış, kapsamı içine alınması tarafların karşılıklı görüşüp anlaşmalarına ve Telekom A.Ş.nin önereceği miktarda yeni teminat alınması koşuluna bağlanmış olup; davacının bu konudaki istemine karşı davalı TELEKOM. A.Ş. şartlarım bildirerek icapta bulunmuş, süre vermiş, davacının açık teyit bildirmemesi, yeni öneller sunması üzerine davalı Telekom icabını geri almış ve bir anlaşma sağlanamadığından davacının, İstanbul ilini kapsam dışı sayarak, bu il için gönderilen formları kabul etmeyen Telekom’un eyleminin sözleşmeye aykırılık teşkil ettiğini iddia edip sözleşmeyi feshetmesinde haklılık bulunmadığı-
Davacı tarafından devralınan taşınmaz satış sözleşmesinin tarafı davalı şirket olup, dava dışı üçüncü kişi ile davalı şirket arasında sözleşmenin imzalandığı ve bu sözleşmeye göre davalı şirket adına kayıtlı olan taşınmazın davacı adına tapu devrinin yapıldığının anlaşıldığı, bu durumda davacı, aralarında hukuki ilişki bulunmayan davalıdan sözleşmeye dayalı olarak herhangi bir talepte bulunamayacağı- Taşınmaz satış sözleşmesinde taraf sıfatı bulunmayan davalı hakkında davanın ne suretle kabul edildiği açıklanmadan, bu davalı yönünden de davanın kabulüne dair hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Dava dışı işçi Afet ELKIRMIŞ’ın işçilik alacaklarının tahsili için açtığı dava sonucunda verilen kararın icra takibine konulması sonucu yaptığı ödemeden davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, ödenen bedelin davalıdan tahsiline-
8. HD. 14.11.2019 T. E: 3335, K: 10324-
3. HD. 12.04.2016 T. E: 2015/12965, K: 5644-
Sigortalı tüketicinin de menfaati olduğundan dolayı sigorta primi kesintisinin haksız şart olarak kabul edilemeyeceği, davalının sigorta poliçelerini ibraz edip etmediği ve sigortaya ilişkin poliçelerin varlığının araştırılarak davalının ibraz ettiği sigorta poliçe ve prim tahsilat bedelleri dışında kalan masraflar yönünden dosya kapsamına uygun bir karar verilmesi gerekeceği - Banka tarafından ödemesinin yapıldığı ileri sürülen ve buna ilişkin olarak faturası ibraz edilen ekspertiz incelemesi sonucu, davalı Banka tarafından yaptırılan ekspertiz işlemine ilişkin olarak ödenen miktarın iadesi isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
İtirazın iptali davası bozma kararına uyularak-
Davacının imzası bulunmayan bordrolarda belirtilen fazla çalışma ücreti tahakkuk miktarlarının, "banka kanalıyla davacıya ödendiği" davalı işveren tarafından ispatlandığından, ödenen miktarların, fazla çalışma ücreti alacağı tutarından mahsup edilmesi gerektiği- Islah dilekçesi ile de davanın türünün değiştirilemeyeceği- Islah dilekçesinde talep edilen “yasal faiz” ifadesinin, 3095 s. K. m.1'de düzenlenen "yasal faiz" olduğunun kabul edilmesi gerektiği, bu ifadenin "yasadan kaynaklı faiz" olarak geniş yorumlanmasının, diğer faiz türlerinin yorumlanması yolunu da açarak kavram kargaşasına neden olacağı-Davacı, dava dilekçesinde talep edilen alacaklara ilişkin mevduat faiz talep etmişken, ıslah dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunarak ıslah edilen alacaklar bakımından faiz türüne ilişkin talebini değiştirme iradesini ortaya koyduğundan, ıslah dilekçesiyle artırılan miktarlar için ıslah tarihinden yasal faiz uygulanması, ancak 4857 s. İş K. mad. 34 gereğince, ödenmeyen ücret alacaklarına mevduata uygulanan en yüksek faiz oranın uygulanacağı hüküm altına alındığından, hükmolunan yasal faiz oranının en yüksek mevduat faiz oranını da aşmaması gerektiği- "Dava konusu alacakların İş Kanunundan kaynaklandığı ve anılan Kanunla faiz türünün düzenlendiği, bu faizin 4857 sayılı İş Kanunundan yani yasadan kaynaklandığı, dolayısıyla istenilen alacakların niteliğine göre en yüksek mevduat faiz oranının uygulanması gerektiği, ıslah ile yasal faiz istenilmesinin bu talebi sınırlamadığı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.