6100 sayılı HMK'nun sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4.maddesinin 1/a bendi gereğince, kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu'na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davalarının sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği; uyuşmazlığın da kira sözleşmesi gereğince kira alacağının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkin olup, dava,HMK'nun yürürlüğe girmesinden sonra asliye hukuk mahkemesinde açıldığından; dosyanın görevli sulh hukuk mahkemesine gönderilmesi gerektiği -
Miktar içermemesinin başlı başına ibranamenin geçersizliği sonucunu doğurmayacağı-
Kira sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada, davacı şirket ya da kamu tüzel kişisi olmadığından yetkiye ilişkin sözleşme hükmünün geçersiz olduğu- Dava, davalı şirketin merkezinin olduğu yerde açılmış olduğuna göre mahalli mahkemenin genel yetkili mahkeme olduğunun kabulü gerektiği-
8. HD. 21.02.2018 T. E: 2016/7875, K: 2568-
Satış esnasında sunulan projede ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan veya eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı konutta oluşan değer kaybının ödetilmesi talebine-
Alacak davası-
Davacının hamili olduğu çekin davalı banka nezdinde kaybolduğu ve davacının keşideciden alacağını tahsil edemediği bir durumda, davalı bankanın zarardan sorumlu olabilmesi için ayrıca bankanın çeki kaybettiği tarih ile davacının keşideci aleyhine hukukî yollara başvurması gereken makul süre içerisinde var ise çek hesabında bulunan paranın tahsilinin imkânsız hâle gelmesi veya bu zaman aralığında keşidecinin malvarlıklarını elinden çıkarması olgusunun kanıtlanması gerektiği- Bu hususlarda hiçbir araştırma ve değerlendirme yapılmadan davanın kabulüne karar verilemeyeceği- "Dava konusu çek kaybedilmemiş olsaydı dahi davacının alacağına kavuşamayacağı yönündeki savunmanın illiyet bağını kesen bir husus olduğu ve dolayısıyla illiyet bağının kesildiğinin davalı banka tarafından ispatlanması gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Alacak istemine ilişkin davada, aleyhine dava açılan kişinin ............ tarihinde öldüğü dosya kapsamından anlaşılmakla, davacıya uygun mehil verilerek mirasçılarının davaya dahil edilmesinin sağlanması, uyuşmazlık konusu olay hakkında savunmalarının alınması gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu bu davalı hakkında da kabul kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Kısmi davada, dava tarihinde; ancak dava konusu yapılan miktar bakımından zamanaşımı kesileceğinden zamanaşımı sürelerinin hesabında dava ve ıslah tarihlerinin dikkate alınması gerekeceği-
Tavzih yoluna başvurabilmek için hükmün kesinleşmesini beklemeye gerek olmadığı, kesinleşmemiş olan kararlar hakkında da hükmün icrasına (yerine getirilmesine) kadar tavzih istenebileceği; fakat tavzih talebinde bulunulmakla temyiz süresi durdurulamayacağı, ilamın icraya konmasından sonra da, ilam tamamen icra edilinceye kadar hükmün tavzihinin istenilmesi mümkün olduğu - İcra Müdürünün hükmü yorumlamak (tavzih etmek) yetkisinin olmadığı, ancak o hükmü vermiş olan mahkemece tavzih edilebileceği - Hakimin tavzih yolu ile hükümde unutmuş olduğu talepler hakkında karar verip bunu hükmüne ekleyemeyeceği - Tavzih yolu ile kesinleşmiş olan hükmün sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.