Bir yıllık hak düşürücü sürede açılan «itirazın iptali davası» davacı tarafından takip edilmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup davacı buna dayanarak yeni bir itirazın iptali davası açamaz ise de, usul ekonomisi yönünden davaya “alacağın tahsili davası” olarak devam edilmesi gerekeceği-
Kooperatif anasözleşmesinde merkez olarak gösterilen yerin kooperatifin ikametgahı sayıldığı; kooperatif ile ortakları arasında birbirlerine karşı açacakları davalara HMK'nın 14/2. maddesi (HUMK'nın 17/son cümlesi) gereğince kooperatifin ikametgahı sayılan yer mahkemesinde bakılacağı; HMK'nın 14/2. maddesi kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiği; davacı kooperatifin ticaret sicilinde kayıtlı olduğu adres Adana İli, Karaisalı İlçesi olduğundan, mahkemenin davaya bakmaya yetkisiz olduğu halde, davanın esasına girilerek karar verilmesinin doğru olmadığı -
BK’nun 114.maddesi uyarınca tecdit önceki borcu ortadan kaldırır. Taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle dört adet bononun verildiği ve bunların ödenmemesi üzerine tarafların 03/03/2005 tarihli sözleşme ile BK’nun 114.maddesinde gösterildiği şeklide borcu tecdit ettiklerinin sabit olduğu halde, bu hükme uyulan bozma ilamında da hususun açıkça belirtildiği, bu durumda anılan dört bonodan doğan alacağın sukut ettiği bir diğer ifade ile sona erdiğinin tartışmasız olup, tarafların bu anlaşma ile 11.500,00-TL tutarlı yeni bir bono düzenlendiği ve bu bononun da ödeme suretiyle davacının eline geçtiği ne var ki, tecdit suretiyle ortadan kaldırılan borca ilişkin bonoların, bedelsiz kalmasına rağmen üçüncü kişi tarafından davacı aleyhine takip konusu edilmesi üzerine, bu bonolardan dolayı davacının borçlu olmadığının belirlenmesine ve fakat bu durumun takip alacaklısı üçüncü kişi konumundaki şirkete karşı ileri sürülmesinin mümkün bulunmamasına göre, mahkemece icra takiplerinin sonucunun araştırılmasının ve eğer takiplerde yapılmış bir tahsilat varsa, bunun mükerrer tahsilat olduğunun kabulü ile bu miktarın davacıya ödetilmesine karar verilmesinin gerekeceği-
Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmeyeceği, bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olmasının zaruri olduğu, eldeki davada, davacının sıfatının tam olarak araştırılmasının gerekeceği, davacı yüklenici ise açtığı davada Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu, davacı eğer kanunun aradığı anlamda tüketici ise Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu, görevle ilgili düzenlemelerin kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği, görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olamayacağı, davacının sıfatının araştırılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu-
Uluslararası koruma statüsü sahibi kişilerin, karşılıklılık şartından muaf tutulduğu- Uluslararası koruma çeşitlerinin "mülteci", "şartlı mülteci" ve "ikincil koruma" statüleri olarak tanımlandığı- Geçici koruma sağlananların teminat gösterme yükümlülüğünden ya da karşılıklılık şartından muaf olduklarına dair bir düzenleme olmadığı;o halde, geçici koruma sağlananlar, teminat gösterme yükümlülüğünden ve karşılıklılık şartından muaf olmadığı- Davacının "mülteci" statüsünde olmadığından davacıya "şartlı mülteci" veya "ikinci koruma" statüsünün verilip verilmediğinin araştırılması gerektiği-
23. HD. 10.05.2017 T. E: 2015/9932, K: 1412-
Dava konusu alacak 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1235 inci maddesi gereğince gemi alacaklısı hakkı veren alacaklardan olup, davacı tarafça da gemi üzerine kanuni rehin hakkı tesisi talebinde bulunduğu gözetilip kabul edilen toplam tazminat miktarı ile sınırlı olmak üzere .............. isimli gemi üzerine 6762 sayılı Kanun'un 1236 ncı maddesi gereğince davacı lehine kanuni rehin hakkı tesisine karar verilmesi gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ile gecikme tazminatının tahsili istemi- Sözleşme ile kararlaştırılandan fazla taraflar yararına kazanım olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak söz konusu kazanım için yapılan proje tadilatı ve tadilat ruhsatlarının ve artan inşaatın, sözleşmede kararlaştırılan mücbir sebep nedeniyle verilecek 1 yıllık ek süre ile bağlı kalınmaksızın, teslim süresine etkisini tespit edilerek teslim tarihinin belirlenip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekir.

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.