Şikayetçinin, şikayete konu edilen taşınmazın ihalesinin yapıldığı tarihten yedi günra, kendisine yapılan satış ilanı tebligatının usulsüz olduğunu da ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğunun anlaşıldığı, bu itibarla, ihalenin feshine yönelik şikayetin İİK.'nun 134. maddesinin 7. fıkrasında öngörülen ihaleden itibaren yasal bir yıllık süre içerisinde gerçekleştiğinin kuşkusuz olduğu, o halde mahkemece, öncelikle satış ilanı tebligatının usulsüzlüğüne yönelik iddia değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği- İİK'nun 134/2. maddesinde, başvurusu reddedilen şikâyetçi aleyhine para cezasına hükmedilebilmesi için şikâyetin esasa ilişkin nedenlerle reddi öngörülmüş olup, istemin esasa girilmeksizin süreden reddi halinde para cezasına hükmolunamayacağından mahkemece borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
6183 s. AATUHK mad. 66 gereğince açılmış istihkak istemine ilişkin davada, davacı vekili, "davalı idare tarafından, ticari işletme rehnine konu menkullerin haczedildiğini" belirterek "istihkak" iddiasında bulunmuş, ve aynı Yasanın 21/2 maddesi gereğince "rehin haklarının saklı tutulmasına,rehin kapsamındaki malların davalı idare tarafından satışı halinde mad. 74/2 dikkate alınarak satış bedelinden öncelikle rehin alacağının ödenmesine, satış bedelinin rehinli alacaklarının ve takip giderlerini geçmemesi halinde satışın tehir edilmesine karar verilmesini" talep etmiş olup, mahkemece, keşfin davacıya ait adreste yapılmaması da gözönüne alınarak, davacı vekilinin dilekçeleri doğrultusunda HMK. mad. 288, 290 ve 291/3'deki yasal düzenleme gereğince, "haciz adresinde faaliyette bulunan dava dışı şirketlere belirlenecek keşif gün ve saatinin bildirilmesi", mahcuzların bulunduğu adreste keşif yapılması dava konusu mahcuzların ticari işletme rehni kapsamında olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
12. HD. 23.11.2023 T. E: 6565, K: 7789
23. HD. 12.04.2017 T. E: 2015/3287, K: 1105-
Bononun arka yüzündeki ilk cironun, bononun lehtarına ait olması gerekeceği, dolayısıyla lehtardan önce yapılmış bulunan şirketin cirosunun, şirketi dayanak bonodan sorumlu kılmayacağı, bu nedenle işin esasının incelenmesinin yerinde olmadığı-
Davanın türünün başlangıçta var olan hukuki yararı ortadan kaldırmayacağı, koşulları oluşmadığı halde belirsiz alacak davası olarak açılan bir dava, usul ekonomisi ilkesi gözetilerek hukuki yarar, yani dava şartı yokluğu nedeni ile hemen usulden reddedilmeyeceği- Alacağın belirli olduğu hallerde kısmi dava açılmasına cevaz vermeyen 6100 sayılı HMK'nun 109'uncu maddesinin ikinci fıkrasının yürürlükten kaldırılmasıyla birlikte artık belirli olan alacaklar için de kısmi dava açılması mümkün olacağı-
Esastan reddedilen ihalenin feshine ilişkin davada, ilk derece mahkemesince ihale konusu iki taşınmazın değerinin %10'u oranında para cezasına hükmedilmesinin yerinde olduğu, Bölge Adliye Mahkemesi'nce sadece taşınmazlardan biri hakkında dava açıldığından bahisle, o taşınmazın değerinin %10'una tekabül eden miktarda para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
12. HD. 02.11.2023 T. E: 4666, K: 7104
12. HD. 31.10.2023 T. E: 3731, K: 6903
İhalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkemenin davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği, Yasa'nın bu hükmünün emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re'sen uygulanması gerekeceği, Hukuk Genel Kurulu'nun 06.10.2004 tarih ve 2004/1-433 esas sayılı kararında da benimsendiği üzere kamu düzenine aykırılıkta aleyhe bozma ilkesi nazara alınamayacağından, mahkemece ihalenin feshi istemi reddedilen borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.