Takibe konu bonolarda borçlunun lehdar ciranta olmasına rağmen 31.03.2013 vade tarihli bono için, 2 iş günü çektikten sonra 03.04.2013 tarihinde ödememe protestosu düzenlendiği, buna göre alacaklının, itiraz eden lehtar cirantayı, 31.03.2013 vade tarihli bono yönünden, takip hakkının bulunmadığının anlaşıldığı, o halde, mahkemece, bu husus re'sen gözetilerek, 31.03.2013 vade tarihli bono için, İİK.nun 170/a maddesi uyarınca itiraz eden borçlu yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Her yöreden alıcısı çıkabilecek otel, fabrika veya benzeri nitelikteki taşınmazların satış ilanlarının tirajının 50.000'in üzerinde olup olmamasının önem taşıdığını- Satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olması halinde, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü ile ihalenin feshi istemin bu nedenle reddi ve bu durumda İİK. mad. 134/2. maddesi uyarınca, işin esasına girilemeyeceğinden borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmemesi gerekeceği-
Hamiline düzenlenmiş olan takibe konu çekin ilk cirantası ile imzaya itirazı kabul edilen keşideci arasında doğrudan bir ilişki bulunduğu somut şekilde belirlenemediğinden, ilk ciranta olan alacaklının, borçlunun imzasının sıhhatini bilecek durumda olduğunun kabulünün mümkün olmadığı, borçlu tarafından, alacaklının senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu da ispatlanamadığına göre, mahkemece alacaklının tazminat ve para cezası ile sorumlu tutulması isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Tazminat davası bozma ilamına uyularak-
Mahkemece, itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, alacaklının senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu taktirde takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere hükmedilen tazminatın alacaklıdan alınarak borçluya verilmesinin, alacağın %10’u oranındaki para cezasının ise alacaklıdan tahsil edilmesinin ve hazineye gelir olarak kaydedilmesinin gerekeceği-
Usulüne uygun teslim yapılmış olmadıkça, "hükmen teslim olunan yere tecavüz" suçunun oluşmayacağı–
Dosyada hükme esas alınan raporlar arasında çelişki olup aralarındaki mübayenetin giderilmediğinden, her iki raporun da mahkeme talebi üzerine alındığı ve raporlardan birinin diğerine üstünlüğünün kabul edilemeyeceğinden, Bölge Adliye Mahkemesince; raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden ve grafoloji alanında ehil bilirkişilerden oluşturulacak bir kuruldan kuşkudan uzak, Yargıtay denetimine ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Söz konusu taşınmazların satış bedelinin, tahmini değerin yüzde ellisi olan 61.425 TL'ye, sadece gazete ilanı için sarf edilen giderden taşınmaz başına düşen 2.106,30 TL'nin eklenmesi halinde oluşan miktarı dahi karşılamadığının anlaşıldığı, kaldı ki, bu miktara kıymet takdiri için sarf edilen gider, satış yolluğu ve tebligat giderlerinin de ilavesinin gerekeceği, İİK'nun 129/1. maddesi gereğince bu hususun tek başına ihalenin feshi nedeni olduğundan mahkemece re’sen gözetilmesi gerekeceği, o halde mahkemece, İİK'nun 129/1. maddesi gereğince bu husus re'sen gözetilerek şikayete konu her iki taşınmaz ihalesinin feshine karar verilmesi gerekeceği- İhalenin feshi isteminin esastan reddedilmesi kararı doğru olsaydı dahi, İİK.nun 134/2. maddesi uyarınca verilecek para cezasının, şikayete konu her iki taşınmazın ihale bedelleri toplamı üzerinden hesaplanması gerekeceğinden, mahkemece tek taşınmazın ihale bedelinin esas alınmasının yerinde olmadığı-
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının 6772 sayılı Kanun kapsamında ilave tediye ödemekle yükümlü olduğu-
Takip dayanağı ilam tazminata ilişkin olup 6183 Sayılı Kanununun 102.maddesinin uygulanmayacağı, ilamın İİK.39.maddede düzenlenen zamanaşımı süresine tabi olacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.